| Ben, FBI'dan Dr. Lance Sweets. | Open Subtitles | أنا د.لانس سويتس من مكتب التحقيقات الفيدرالى |
| Davanın bu yönlerini Sweets ve acemi ajanı ele alıyor. | Open Subtitles | جوانب القضية هذه يتولاها سويتس وعميلة مبتدئة آه |
| - Hala Sweets'i mi suçluyorsun? - Teşekkürler, tatlım. | Open Subtitles | مازال بإمكانك لوم سويتس آه ، شكرا ياحبيبتى |
| Tüm bu veriler, Sweets'in Carlson'dan topladığı bilgiler sayesinde geliyor. | Open Subtitles | حسنا ، هنا حيث المعلومات المحددة التى توصل اليها سويتس من كارلسون تتدخل |
| Sweets bir ev aramayı içeren konulara itimat eder. | Open Subtitles | بوث سويتس لديه مشاكل ثقة تشمل إيجاد منزل |
| İçgüdüme, Sweets'in kitabına göre bilinçaltı analiz zihni çalıştırır. | Open Subtitles | حدسي .. والذي بناء على كتاب سويتس هو وعي داخلي |
| Sweets komedi kulübünde senin çok komik olduğunu söyledi. | Open Subtitles | سويتس اخبرني انك جدا مضحك في نادي الكوميديا. |
| Booth ve Sweets kadının durumunun nasıl olduğunu öğrenmek için doktoruyla konuşuyorlar. | Open Subtitles | إن (بوث) و (سويتس) يتحدثان مع طبيبها الآن ليعرفا مدى شدة حالتها |
| Çocuk oyuncağı. Dr. Sweets seninle olacak. | Open Subtitles | أمرٍ سهل د.سويتس سيعطيكِ المعلومات |
| - O söyledi. - Bones, Sweets'e izin ver. | Open Subtitles | هو أخبرنى هذا بونز دعى سويتس يركز |
| Dr. Sweets'in düşüncelerinden eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أن هذا مايأمله د.سويتس |
| Sweets'in Booth ve Brennan'a ne kadar süre dayanacağı konusunda bahis açıyorum. | Open Subtitles | أنا أنشئ مساحة تخمين لكم سيبقى " سويتس " في " منزل " بوث و برينين |
| Tamam, Sweets'in orada yaptığı şey olayı çevirmekti. | Open Subtitles | رجاء حسنا .. ما فعله سويتس قبل قليل |
| - Beni öldürmeye çalışan insanlar oldu, Sweets. | Open Subtitles | لقد كان هناك اشخاص يحاولو قتلي, سويتس. |
| Dr. Sweets, Deanna'dan bana gelen bir mesaj bulduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني الد. (سويتس) أنّك وجدتِ رسالة مُىجهة لي من (دِيانا)؟ |
| Herkes o masum kız tarafından kandırıldı: ben, Sweets, annesi. | Open Subtitles | أتعلمان، خُدع الجميع بواسطة مظهر الفتاة البريئة: أنا، (سويتس)، الأم. |
| Sweets, acı çeken bazı insanların,.. ...acıyı dindirmek için sekse yöneldiğini söyledi. | Open Subtitles | أقصد، قال (سويتس) أنّ بعض الضحايا الحزينين يتجهون للعلاقات الحميمة لتخفيف الألم. |
| Evet. Aferin, Sweets. Şahsın dişi, Brian'ın elindeki eklem kapsülüne girerek kemiği kırmış. | Open Subtitles | عمل جيّد يا (سويتس)، إخترقت سن الشخص محفظة مفصل يد (براين) كاسرة العظم. |
| Sweets, yine kendinden büyük bir şeye inanman gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قال (سويتس) أنّ عليك الإيمان بشيء مجدداً، شيء أكبر منك. |
| Swisher Sweets, çiftçi ailelerin tarlalarında yetişen en kaliteli tütünle üretilen tek cigaralıktır. | Open Subtitles | سجائر "سويشر سويتس" هي السجائر الوحيدّة المصنّوعة بالتبغ ذو الجودة العالية من مزّارع عائلية |
| Viyolonsel süitleri, ...Bach. | Open Subtitles | -سيلو سويتس) لـ(باخ) ) |
| Sweet özellikle şahsen bana dedi ki Melvin Carville bize kanı nerede aramamızı gerektiği söylemiş. | Open Subtitles | ميلفن كارفل أخبر سويتس تحديدا بأن يخبرني أين أبحث عن الدم |