"سيأخذني" - Translation from Arabic to Turkish

• götürecek
• götürüyor
• götüreceğini
• alacak
• götürecekti
• götüreceğine
• götürür
• götüreceği

İki haftamızı geride bırakmamızı kutlamak için beni kuzeninin kulübesine götürecek.
لذكري مرور اسبوعين علي عودتنا معا سيأخذني الي كابينة ابن عمه

İkiniz de dışarı çıkıyorsanız, kim beni çello dersime götürecek?
إذا كنتما ستخرجون جميعًا من سيأخذني إلى دروس التشيلو ؟

İsterdim ama babam bu akşam beni beysbol antrenmanına götürüyor.
أود ذالك ، لكن الليلة سيأخذني أبي إلى قفص المضرب

Aslına bakarsan, Yonk beni hafta sonu için New York'a götürüyor.
في الحقيقة، يونك سيأخذني إلى نيويورك لعطلة نهاية الإسبوع.

Howard beni Beverly Hills'e alışverişe götüreceğini söyledi.
هاوارد قال بأنه سيأخذني للتسوق في بيفيرلي هيلز

Gerek yok. Eminim beni alacak başa bir yer vardır.
لا حاجة لذلك.أنا متأكد بأنني سأجد شخص ما الذي سيأخذني

İki gün sonra. Wilbur beni bir maskeli baloya götürecekti.
بعد غداً , ويلبور سيأخذني فى حفلة تنكرية

Beni yemek için nereye götüreceğine göre değişir.
هذا يعتمد على المكان الذي سيأخذني فيه لتناول العشاء

Belki önümüzdeki yaz beni ava götürecek.
َربما في الصيف المقبل، سيأخذني للصيد معه.

Carl diyor ki, eğer on kilo verirsem beni... Maryland Üniversitesine Kurtuluş Günü plaj partisine götürecek!
سيأخذني معه الى رحلة على الشاطئ تابعة لجامعة ميرلاند

Beni okul müdüresinin odasına götürecek diye korkmuştum.
كنت أتساءل إذا كان سيأخذني إلى مكتب الناظرة

Beni Cehenneme götürecek. Benim hakime gitmemi istemiyor.
سيأخذني إلى الجحيم إنه لا يريدني أن أذهب إلى القاضي

Kim beni okula götürecek?
لست متأكدة حتى الآن، حبيبي ومن اللذي سيأخذني إلى المدرسة؟

Dünya turu yapmayı seviyor ve uslu durursam beni bazen yanında götürüyor.
يحب أن يسافر حول العالم و إذا كنت عاقلة في وقت ما سيأخذني معه

22 metrelik bir maden bacası beni tünellerden oluşan bir labirente götürüyor.
عمود متحرك من 22 مترا سيأخذني لمنطقة مليئة بالأنفاق

Kesinlikle, herif beni yine garip gezmelere götürüyor.
بالتأكيد. سيأخذني في رحلة ميدانية جنونية أخرى

Arkadaşım, beni Amsterdam'a götüreceğini söyledi. ...oradan da Londra'ya gitmemin bir yolunu bulacağını.
صديقي قال أنه سيأخذني إلى أمستردام ومن هناك سنجد طريقة لدخول لندن

Bir iş için teklif sunacak. Beni de götüreceğini söyledi.
سوف يحاول العمل فيها يقول بأنه سيأخذني معه

Her neyse, beni yarın spor salonuna götüreceğini söyledi bu yüzden, biraz mekik çalışacağım.
على أية حال،لقد قال أنه سيأخذني للنادي الرياضي غدا لذا سأذهب لأقوم بتمارين المعدة

Güvenlik gözetleme kanalına girmem bir dakika alacak.
هو سيأخذني دقيق للدخول غذاء مراقبة الأمن.

Kesinlikle. En azından yapabilirim. Yemek için beni alacak.
. بالضبط ، هذا أقل ما يمكنني أن أفعله . الرجل سيأخذني للعشاء

Bir gün ben çocukken, Pino beni sinemaya götürecekti.
ذات مرة... ...عندما كنت طفلا بينو كان سيأخذني الى مشاهدة فلم, ظهيرة الأحد

Beni de götüreceğine söz verdi.
السّيد جايكيل قال انه سيأخذني معه

Eğer televizyonu kapatmazsam o zaman beni stadyuma kim götürür?
إن لم أطفئ التلفاز.. فمن سيأخذني إلى الملعب؟

Günlerin beni nereye götüreceği belli olmaz. Yazı tura meselesi.
إنها إحتمالات غير معروفة أين سيأخذني اليوم