"سيارةَ" - Translation from Arabic to Turkish

• arabasını
• arabasına
• otosunun

Pete'in arabasını alıp, annemin evine gidiyoruz, içeri giriyoruz, Philip'in icabına bakıyoruz.
نَأْخذُ سيارةَ بيت، نَقُودُ إلى أُمِّي،' ' .نَدْخلُ ، نتخلص من فيليب'

Suçun ne? Eski karının arabasını mı parçaladın?
هل تم القبض عليك وانت تفجّرْ سيارةَ زوجتِكِ السابقةِ؟

Kim sana arabasını yıkattı, seni içirip içirip, Dekan'ın arabasına kusmana neden oldu?
من الذي جعلك تغسل سيارته وتشرب بعض من الشراب النازل من بطنه ويَتقيّأُ في جميع أنحاء سيارةَ دين؟

Federasyon yetkilisinin arabasına girip birincilik madalyalarını çalmış ve o madalyaları kendi takımına vermiş.
لقد إقتحمَ سيارةَ المفوضِ وسرقَ جميعَ جوائزِ المركزَ الأولَ ومن ثمَ أهداها إلى أبنائه

Ben Çavuş Mahoney, çalıntı bir polis otosunun peşindeyim.
هذا العريفُ ماهوني بحثاً عن سَرقَة سيارةَ الشرطةِ.

Çocuklar, Eliminado güvenlik kamerası Naziri'nin arabasını otoparkta gösteriyor.
يا رفاق, إنَّ كاميرة إيليمنادوا الأمنية تعرضُ لنا سيارةَ نظيري في موقفِ السيارات

- Roket arabasını bu yüzden çaldık!
لِهذا أَخذنَا سيارةَ الصاروخَ.

- Frasier'ın arabasını ödünç alacağız.
- نحن نَستعيرُ سيارةَ فرايزر. أوه، أَرى.

Drake Hamilton'un feci bir kaza geçirmiş arabasını yolun kenarında buldum.
وَجدتُ سيارةَ درايك هاملتن بالجانبِ الطريقِ بعد a حادث فظيع.

- Pete'in arabasını sürmek istedim.
أردتُ دائماً أَنْ أَقُودَ سيارةَ بيت.

Cindy'yi Trevor'ın arabasını çalması için kandırmasaydım orada bile olmayacaktı.
إذا أنا مَا كَانَ عِنْدي cindy إسرقْ سيارةَ trevor، هي مَا كَانَ يمكنُ أَنْ تَكُونَ خارج هناك في المركز الأول.

Tamam. Naziri'nin arabasını ve cüzdanını aldı.
حسناً, إذا بحوزتهِ سيارةَ نظيري ومحفظته

Hacı,kardeşinin arabasını ödünç al.
يارجل، أعرهـُ سيارةَ أختِكِ.

Yol boyunca ilerledim ve babamın arabasına atladım.
هَربتُ الي الطريقِ و قابلتُ سيارةَ أبي.

Joey'in arabasına mı çarptın sen?
هَلْ أنت فقط شوهتَ سيارةَ جوي؟

Sen Joey'in arabasına mı çarptın? Evet.
هَلْ شوهتَ سيارةَ (جوي)؟