| Şey... Biliyor musun, ne kadar kalacaklar? | Open Subtitles | الا تعرف كم من الوقت سيبقيان ؟ |
| Tamam, Stet ve Devon okulda kalacaklar. | Open Subtitles | حسنا، ستيت وديفون سيبقيان في المدرسة |
| Bu arada, Jackson ve Harris seninle burada kalacaklar. | Open Subtitles | في هذه الاثناء (جاكسون) و (هاريس) سيبقيان هنا معك |
| Babam sürekli beraber kalacaklarını düşündüğünü söylerdi. | Open Subtitles | والدي يقول دوما انه يعتقد انهما سيبقيان معاً |
| Değindiğim şey şu... şu ki eminim ki annenle beraber kalacaklarını söyleyecek. | Open Subtitles | قصدي هو .. هو انني متأكد انه يقول انهما سيبقيان معاً |
| Bu ikisi burada kalıp seni biraz daha yavaşlatır. | Open Subtitles | هذان الاثنان سيبقيان ويبطئانك لدرجة أكبر. |
| Bu ikisinin sonsuza kadar beraber olacaklarını bir kez daha teyit eden bir sahneye şahit oldum. | Open Subtitles | ثم شهدت إحدى تلك اللحظات التي جعلتني أعرف في قلبي أن هذين الاثنين سيبقيان معاً إلى الأبد |
| Sence Victor ve Nicky beraber kalacaklar mı? | Open Subtitles | (هل تظن أن (فيكتور) و (ميكي سيبقيان معاً ؟ |
| Sonsuza dek oldukları yerde kalacaklar. | Open Subtitles | سيبقيان في مكانهما للأبد |
| - Seninle kalacaklar. | Open Subtitles | ـ سيبقيان معك هنا |
| Onun ve Jude'un bizimle geçici bir süre için kalacaklarını düşünmüştüm. | Open Subtitles | (وظننت أنها و(جود سيبقيان معنا مؤقتاً فقط |
| Diğerleri adadan firar etti, çocukların ikisi de yaşıyor. | Open Subtitles | ،سيهربون من الجزيرة والطفلين سيبقيان على قيد الحياة |
| Bu ikisinin sonsuza kadar beraber olacaklarını bir kez daha teyit eden bir sahneye şahit oldum. | Open Subtitles | ثم شهدت أحد اللحظات جعلتني أعرف في أعماق قلبي أن هذين الإثنين سيبقيان معاً إلى الأبد |