| Bu asamlardan biri sıradan insanların da uzaya gidebileceklerini kanıtlayacak. | Open Subtitles | أحد هؤلاء الرجال سيثبت أن سفر الفضاء ممكن للشخص العادي |
| Kavanozun içindeki kankurutan otu haklı olduğumu kanıtlayacak. | Open Subtitles | اليبروج الذي داخل الجرة سيثبت إنني على حق |
| İddia makamı, bombacıların bu kişiler olduğunu kanıtlayacaktır. | Open Subtitles | الإدعاء العام سيثبت أن هؤلاء هم المتسببين بالتفجير |
| Nasıl harbi ölünürmüş, gösterecek. | Open Subtitles | هو سيثبت لتلك الأقداحِ كيف الموت على نحو كبير |
| Bu sadece, Başkanın kardeşine benzeyen birini bulduğumuzu kanıtlar. | Open Subtitles | سيثبت هذا بأننا وجدنا الشخص الذي يشبه نوعاً ما شقيق الرئيسة |
| Beni öldürürsen, içeri atılırsın ama sistemin çalıştığını ispat eder. | Open Subtitles | و إذا قتلتني فأنت هالك لكنّه سيثبت أن النظام يعمل المتنبؤون كانوا على حق |
| Bunu yapmayacağım. Karışmak istemiyorum.Neyi kanıtlayacak? | Open Subtitles | لم أعد أفعل هذا، لا أريد علاقة بهذا ماذا سيثبت ذلك؟ |
| Geçmişimiz ve atalarımız hakkındaki gerçeği ve Orijin Kitabı'nın sahte olduğunu kanıtlayacak eserleri aradık. | Open Subtitles | كان لدينا بحث طويل الأمد من أجل المصوغات الأثرية الذي سيثبت حقيقة ماضينا أسلافُنا , وبعض الأكاذيب من الكتاب الأصلي |
| Bence bu yarış bir kadının önsezilerinin onu bir yere kadar götüreceğini kanıtlayacak. | Open Subtitles | وأنا أعتقد بأن هذا السباق سيثبت بأن حدسها النسوي أخذها بعيداً |
| Kafatasını açıp bakmamız gerektiğini kanıtlayacak ki bu biraz tehlikeli bir şey olur. | Open Subtitles | لكنه سيثبت ما نحتاجه لكيّ نقوم بقص جمجمتك و هذا سيكونُ خطيراً نوعاً ما |
| Patlamayacaksın, sadece nöbet geçireceksin bu da böbreklerinin çalışmadığını kanıtlayacak. | Open Subtitles | لن تنفجر بل ستصاب بنوبة مما سيثبت ان كليتيك لا تعملان |
| İddia makamı, bombacıların bu kişiler olduğunu kanıtlayacaktır. | Open Subtitles | الإدعاء العام سيثبت أن هؤلاء هم المتسببين بالتفجير |
| Bu teorin, ilişkilerin koşullu olduğunu ve insan ilişkilerine ihtiyacın olmadığını ya da onları hak etmediğini ya da beynindeki labirentte neler olup bitiyorsa onu kanıtlayacaktır. | Open Subtitles | و سيثبت هذا نظريتك بأن العلاقات مشروطة و أنك لا تحتاج للتواصل البشري أو تستحقه أو مهما كان يدور برأسك الغامض |
| Dinle, iyi uyuduğu için bana teşekkür edecek... ve bu, ona illa ikimizden birinin burada olması gerekmediğini... ve başka seçeneklerimizin de olduğunu gösterecek.... | Open Subtitles | اسمعي ستشكرني على النوم الهانئ وهذا سيثبت لها بأنه لا يجب أن يكون أحدنا هنا وأن لدينا اختيارات أخرى |
| Şimdiye kadar yaptığım en yüksek atlayış olacak ve eski karıma benim bir zavallı olmadığımı gösterecek. | Open Subtitles | ستكون هذه أعلى قفزة أقفزها وهذا سيثبت لزوجتى السابقة أننى لست فاشلاً |
| Kıpırdama! Eğer haklıysam bu, hikayenin doğruluğunu kanıtlar. | Open Subtitles | أبقى مكانكَ ، لو أنا على صواب فهذا سيثبت إمّا كانت هذهِ القصة واقعية. |
| Bunu ispat edecebilecek olan yegane adamın ölmüş olması kötü oldu. | Open Subtitles | للآسف, الشخص الوحيد الذي سيثبت ذلك, قد مات |
| Bu adamın kocası olmadığını gördüğü zaman onun bir yalancı olduğu da kanıtlanacak. | Open Subtitles | عندما ترى هذا الرجل أنه ليس بزوجها سيثبت أنه كاذب |
| "Ancak aslanın kafasından atlayarak değerini kanıtlayabilir." | Open Subtitles | طريق الرب فقط من سيقفز من رأس الأسد سيثبت جدارته |
| Parayı gizlice geri götürebilirdin ama bu neyi kanıtlardı ki? | Open Subtitles | أعني، بإمكانكِ إعادة الأمول سرياً، ولكن ماذا سيثبت ذلك؟ |
| - Endişelendiğim falan yok. Balistik raporu Flynn'le Hans'ın birbirlerini vurduğunu gösterecektir. | Open Subtitles | لست قلقاً، سيثبت مبحث القذافة أن (فلين) و (هانز) أطلقا النار على بعضيهما |
| Cam'in masum olduğunu ve DNA'sının bunu kanıtlayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف يقينًا أن كام بريء وأنّ حمضه النووي سيثبت ذلك. لذا، أجل، |
| Yağ gibi görünse de adli tıp görevlilerinin kan izi olduğunu kanıtlayacağına eminim. | Open Subtitles | يبدوا أنه الزيت لكنني أراهنك بأن الطب الشرعي سيثبت بأنها آثار دماء |
| Kokumo'yu bulabilirsem cin kovma ayinlerinin geçerliliği kanıtlanmış olur. | Open Subtitles | اذا وجدت هذا الرجل كوكومو .... فهو سيثبت ان طرد الارواح كان صحيح ... |
| -Eldiven takıyordum. Bu neyi ispatlayacak? | Open Subtitles | كنت أرتدي قفاز , كيث سيثبت هذا شيئاً ؟ |
| Eğer kukla gösterisine gitmek iddia ettiğin gibi yardım manyağı olmadığımı kanıtlayacaksa hadi gidelim. | Open Subtitles | إن كان هذا سيثبت لك أنيّ لستُ لحوحاً للمساعدة الأمر الذي تحاول جعلي ايّاه فلنذهب لعرض الدمى |
| "Hepiniz yanılıyorsunuz, bunu kanıtlayacağım" dedi. | Open Subtitles | لكنه قال أنه سيثبت ذلك إذا ما تعاونا جميعنا. |