| Onu randevularını gizlice filme aldığı stüdyoya geri getireceğini biliyordunuz. | Open Subtitles | وكنت تعلم أنّه سيحضرها إلى الأستوديو أين يصور لقاءات حبّه بسرية. |
| Onu da getireceğini tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | لكني لم أتخيل بأنه سيحضرها |
| Ama annem nerde? Dave'in onu eve getireceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لاكن اين (ناني)ا انت قلت (ديف) سيحضرها |
| Bu yaz, onu ağabeyleri ve seninle tanıştırmak için... Montana'ya getirecek. | Open Subtitles | فى هذا الصيف سيحضرها . الى مونتانا كى تقابلكم كلكم |
| Bakalım o ikisi nasıl bir hediye getirecek? | Open Subtitles | أي هدية سيحضرها اولئك الإثنين ؟ |
| Her neyse, Londra'dan izinli ve onu benimle tanistirmaya getiriyor. | Open Subtitles | على كل حال , لقد كان في لندن في إجازة والآن سيحضرها هنا لتقابلني |
| Hayır, çakmağı sen getirecektin. | Open Subtitles | لا ، انت من كان سيحضرها . |
| - Bir ara da çok güzel bir futbol oyununu getirecek. | Open Subtitles | عظيم ولديه لعبة كرة القدم رائعة سيحضرها |
| Remo onu buraya getirecek. | Open Subtitles | سيحضرها ريمو |
| Evet, Matthews, vale getiriyor şu an. | Open Subtitles | أجل , ماثيوز ,الخادم سيحضرها إلى هنا الآن |
| Kısmen Labrador'umdur. Topu at. Bak onu kim getiriyor. | Open Subtitles | أنا نصف كلب (لبرادور) القي بهذه الكرة و انظري من سيحضرها |
| - Sen getirecektin. | Open Subtitles | - انت من كان سيحضرها . |