| Etrafta FBI ajanları, askeri polisler var burada ne dönüyorsa büyük bir olay ve senin bayan bütün bunların merkezinde. | Open Subtitles | لدينا عملاء مباحث فيدرالية بالمنطقة, شرطة عسكرية. مهما يدور هنا, فهو كبير. وصديق سيدتك هو بطريقة ما, بمركز كل هذا. |
| Onu Leydin olarak alırsın. En azından İskoçları yatıştıralım. | Open Subtitles | ستعتبرينها سيدتك ما سيرضي الاسكتلنديين على الأقل |
| Biraz garip gelebilir... ama Hanımefendi biraz çabuk sinirlenmeye meyillidir. | Open Subtitles | قد يبدو لك شئ غير عادى ولكن قد تبدو سيدتك متوترة الى حد ما |
| Ot satamıyor, çünkü Hanımın satıyor. | Open Subtitles | أجل, لانه لن يستطيع بيع مخدراته ...بعد الأن لأن سيدتك تقوم بذلك |
| Leydi Lucrezia bu oyunun ne kadar ileri gitmesine ses çıkarmıyor? | Open Subtitles | كم تهتم سيدتك لوكريزيا ان تستمر هذة اللعبة ؟ |
| Sahiben, sana kalbiyle de hükmetmiyor mu? | Open Subtitles | سيدتك تأمرك بقلبها ايضاً, اليس كذلك؟ |
| Hanımına müjde getirdim. Gemici hileleri. | Open Subtitles | أود التحدث مع سيدتك أحضرت أخبار ساره |
| Leydinin prenses gibi hisstemesini sağlamayı hiç mi özlemedin? | Open Subtitles | ألا تفتقد حتي جعل سيدتك تشعر كـ الاميرة؟ |
| Efendim, bence şanslı hanımınız kendinden geçecek kendinden geçecek, efendim. | Open Subtitles | , سيدي , إذا سمحت لي سيدتك المحظوظة سيغمى عليها , سيدي يغمى عليها , سيدي |
| Bence hanımının, bir kat boyadan fazlasına ihtiyacı var. | Open Subtitles | أضن أن تغيير لون غطاء سيدتك يعد صفقة أحسن من أي عمل آخر |
| Hanımınıza söyleyin tekrar düşünsün, yoksa Blandois onun evini mahvedecek. | Open Subtitles | الآن ، أخبر سيدتك بأن عليها التفكير مره أخرى ، وإلا قام "بلوندوا" بتدمير منزلها. |
| Bir şey daha var... hiçbir şey için hanımefendiyi rahatsız etmenizi istemiyorum, asla. | Open Subtitles | هناك أمر واحد آخر لا اريدك ان تزعجى سيدتك عن شئ ابدا |
| bayan Thwaites'e... hanımefendinin özür dilediğini, misafir kabul edemeyeceğini söyle. | Open Subtitles | اخبريها بأن سيدتك تتأسف لها ولكنها ليست على ما يرام لمقابلتها |
| Bu, biliyorsunuz, sadece küçük bir tarih ve küçük bir vergiden düşülebilir bağış olduğunu, size bayan teklif maç, biliyorum. | Open Subtitles | إنه فقط ، تعلم ، موعد صغير و تبرع بمبلغ معفى من الضرائب تعلم ، لتطابق عرض سيدتك |
| Senin Leydin bir fahişe ve hayalin, hastalıklı bir aklın kabusu. | Open Subtitles | ...إعترف! سيدتك ساقطة وحلمك هو كابوس ذهن مضطرب |
| Ben senin Leydin değilim. Fahişenim. | Open Subtitles | انا لست سيدتك انا عاهرتك |
| Hanımefendi her şeyin düzgün olması konusunda çok titizdir. | Open Subtitles | سيدتك يعنيها جدا ان يتم كل شئ بشكل صحيح |
| - Hayır. Hanımefendi çaldı. | Open Subtitles | لا, انها سيدتك التى قرعت |
| Bekleyin, tatlım. Hanımın nerede? | Open Subtitles | أستمري بالأنتظار عزيزتى , أين سيدتك ؟ |
| Çünkü dengeye koyduğumuzda Leydi Bracknell rolü daha ikna ediciydi. | Open Subtitles | لأنه في التوازن حتى سيدتك "براكنيل" كانت أكثر إقناعا |
| Sahiben öyle emrettiği için mi? | Open Subtitles | لإن سيدتك أمرتك بهذا؟ |
| Hanımına en derin saygılarımı ilet. | Open Subtitles | أيتها المربية ، أوصى بى عند سيدتك |
| Leydinin Roma'daki savaşına yaptığım katkılarının yanında sürtüğün çılgınlığını da göz önünde bulundur. | Open Subtitles | اعتبر حماقة العاهره مساهمتي بحرب سيدتك على روما. |
| Dan hanımınız nasıl Peder? | Open Subtitles | و كيف هو حال سيدتك يا أبتاه ؟ الدنماركية ؟ |
| Eski hanımının etini nasıl kesip yediğini bana göster. | Open Subtitles | أريني كيف كانت سيدتك السابقة تقوم بتقطيع اللحم و تناوله |
| Hanımınıza bay Salvato'nun elinde bir hediyeyle burada olduğunu söyler misiniz? | Open Subtitles | هلا أخبرتي سيدتك أن سيد (سالفاتو) هنا و معه هدية؟ |
| Ben dışarıdayken hanımefendiyi görmeye gelen adam kimdi? | Open Subtitles | من هو الرجل الذى جاء لرؤية سيدتك عندما كنت بالخارج ؟ |
| Hanımını telaşlandırma ama ona acil bir çağrı geldiğini ve bir dakika içinde kapıda hazır olmasını söyle! | Open Subtitles | لا تفزعي سيدتك ,فقط أخبريها أن العربة ستأتي بشكل طارئ وستكون عند بابها خلال دقيقة |