| Ve şimdi de -ne kadar çarpıcı olduğuna bakın- BMT'nin göreceği. | TED | وفى النهاية _وانظروا كيف تبدو دراماتيكية - هذا ما سيراه GMT. |
| göreceği hasar... vereceği hasarı düşündürsün ona. | Open Subtitles | دع الضرر الذي سيراه يقترح الضرر الذي بوسعه القيام به |
| Hepsi bu sinyali görecek ama bunun da sıradan bir propo olduğunu zannedecek. | Open Subtitles | لن يراه الجميع، ولكن أياً كان من سيراه سيظن أنه مقطع دعائي آخر |
| Aynı bir kundakçı gibi kendisini yanan binadan kaçarken görecek biri varsa yangın çıkarmaz. | Open Subtitles | مثل مفتعل الحرائق الذي لن يشعل حريقاً إن كان ثمة من سيراه يغادر بينما يكون الدخان يتصاعد من النوافذ |
| Eğer hâlâ bunu bir filin yaptığını düşünüyorsan, bu mantığa aykırı. Birisi mutlaka görürdü. | Open Subtitles | إن كنت تقول أن ما فعل هذا فيل فليس منطقى كان أحدهم سيراه |
| Ve bir kaç saate tüm dünya TV'den izleyecek. | Open Subtitles | وخلال ساعات سيراه العالم كله عبر التلفزيون |
| Birilerinin onu göreceğini ve haberlerin çok hızlı yayılacağını biliyordu. | Open Subtitles | كان يعلم أن أحدهم سيراه وأن الاخبار ستنتشر |
| ve orda insanların bütün göreceği kızkardeşleriyle aynı evde yaşayan, işsiz bir erkek arkadaşı olan aynı acınası ezik kişi olduğum. | Open Subtitles | و كل ما سيراه هؤلاء بأنني مازلت المعتوهة نفسها والتي مازالت تعيش مع أخواتها وحبيبها العاطل |
| Bebeğimize bunu yapamam. Hayatta göreceği ilk şey bu. | Open Subtitles | لا يمكن ان افعل هذا لطفلنا هذا اول شئ سيراه |
| Ne yazık ki o, dünyanın geri kalanının internet sayfanda göreceği şey değil. | Open Subtitles | لسوء الحظّ، ليس هذا ما سيراه بقيّةُ العالم على الانترنت. |
| Hanım hanımcık genç bir bayansın. Ve herkesin göreceği şey bu. | Open Subtitles | أنتِ شابة طبيعية وهذا كل ما سيراه أي أحد |
| Ama hiçbir şey babamı göreceği şeye hazırlayamazdı: | Open Subtitles | "ولكن ما من شيء كان ليحضّر والدي لما سيراه تالياً" |
| Ne olduğunu öğrenene kadar tek göreceği şey de bu olacak. | Open Subtitles | هذا كل ما سيراه دائماً حتى نكتشف ما حدث |
| Bundan yıllar sonra, herkes görecek. | Open Subtitles | بعد سنوات من الآن سيراه الجميع |
| Birazdan görecek. | Open Subtitles | سيراه بعد ثانية. |
| Ve seçmenler de bunu görecek. | Open Subtitles | و هذا ما سيراه المصوتون |
| Jüri de böyle görecek. | Open Subtitles | وهذا بالتحديد ما سيراه |
| Şimdiye dek birisi mutlaka görürdü. | Open Subtitles | كان سيراه أحداً |
| Bill onu görürdü. | Open Subtitles | بيل " كان سيراه " |
| Ve sana söz veriyorum, o da izleyecek. | Open Subtitles | واوعدك بانه سيراه ايضا |
| Onun ne göreceğini sana söyleyebilirim. | Open Subtitles | و سأخبرك ما سيراه |