| Bu benim özgeçmişimi oluştururken bana önemli bir yol gösterdi. | TED | وتزامن ذلك مع تلك النصيحة العظيمة بشأن بناء سيرتي الذاتية. |
| Ben de özgeçmişimi kopyalayıp yapıştırdım. | TED | و بالتالي قمت فقط بنسخ و إلصاق من سيرتي الذاتية. |
| Çünkü gerçek Özgeçmişim genlerimdeydi. | Open Subtitles | .إن سيرتي الذاتية الحقيقية كانت في خلياتي |
| Şu senaryoyu düşünün: İşletmelerinizden birine geliyorum üstüne kahve boca ettiğim bir CV ile | TED | لذا قم بتخيل السيناريو: أذهبُ إلى إحدى مؤسساتك، بمظهر محرج و مثير للشفقه حاملاً نسخة من سيرتي الذاتية. |
| Bunu özgeçmişime eklesem iyi olur. | Open Subtitles | يجب أن أضيف ذلك إلى ملف سيرتي الذاتية على الأرجح. |
| Şimdi eğer bu senin için büyük bir şakaysa, kendime özgeçmişimde güzel gözükecek bir staj ayarlayabilirim. | Open Subtitles | والآن إذا كانت هذه مجرد مزحة كبرى عندكِ ربما آخذ فترة تدريب أيضاً تحسّن سيرتي الذاتية |
| Şimdi gitmem gerek. özgeçmişimi hazırlamam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن اذهب الآن يجب أن أجهز سيرتي الذاتية |
| Bu sabah özgeçmişimi faksladım, ve bu akşam benimle görüşmek istediler. | Open Subtitles | أرسلت لهم سيرتي الذاتية بالفاكس صباحاً وهم يريدون مقابلتي الليلة |
| Demek istediğim, beni işe alıyorsunuz, özgeçmişimi değil. | Open Subtitles | أعني، أنت تريد توظيفي أنا وليس سيرتي الذاتية |
| Sence annen Dennis Phillips'e özgeçmişimi verebilir mi? | Open Subtitles | أيمكنك أن تسأل والدتك أن تعطي سيرتي الذاتية لأعمل مع دينس فيليب؟ |
| Geçen ay özgeçmişimi yollamıştım, sonunda aradılar. | Open Subtitles | لقد أرسلت لهم سيرتي الذاتية الشهر الماضي وأجابوني بالرد أخيراً |
| özgeçmişimi sunmamı engelleyen Parlamento yasaları var. | Open Subtitles | هناك قانون برلماني يمنعني من نشر سيرتي الذاتية |
| Öyleydi ama ailem Özgeçmişim konusunda üzerime çok yüklendi. | Open Subtitles | كنت هناك ولكن والداي يضغطان عليّ بشأن سيرتي الذاتية. |
| Alt doku ve refleksoloji alanında uzmanım ve bu da referanslarıyla birlikte Özgeçmişim. | Open Subtitles | انا متخصصة في تخفيف التوتر والاسترخاء وهذه سيرتي الذاتية مع المراجع بالطبع |
| O günlük benim Özgeçmişim gibi. | Open Subtitles | هذه المذكرات هي طريقتي في كتابة سيرتي الذاتية |
| Ve zannetmiyorum ki yeni yeni CV'im dışarıda işe yarasın. | Open Subtitles | و لا أظن أن سيرتي الذاتية الجديدة ستساعدني في أن أعمل بوظيفة جيدة |
| Ve zannetmiyorum ki yeni yeni CV'im dışarıda işe yarasın. | Open Subtitles | و لا أظن أن سيرتي الذاتية الجديدة ستساعدني في أن أعمل بوظيفة جيدة |
| Yani özgeçmişime "Hafızam iyidir" yazmasam iyi olacak. | Open Subtitles | لذا أعتقد أنا لا ينبغي وضع "جيدة في يلاحظون الاشياء" على سيرتي الذاتية. |
| Yaptığımla gurur duymuyorum Jen, Bunu özgeçmişime yazmazdım ama her erkeğin böyle bir hikâyesi vardır. | Open Subtitles | " انا لست فخور بذلك يا " جين انه لن يذكر في سيرتي الذاتية لكن كل رجل لديه قصة مثل هذه |
| Acaba bunu özgeçmişimde özel yetenekler kısmına yazabilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني إدراج هذا في سيرتي الذاتية تحت عنون مهارات خاصّة؟ |
| Annem de, eğer avukat olmak istiyorsam ki bunu düşünebilirim orada çalışmamın özgeçmişimde etkileyici duracağını düşünüyor. | Open Subtitles | وتظن أنه سيكون مثيراً في سيرتي الذاتية لو أردت أن أكون محامية، ومن المحتمل ذلك |
| Bundan yıllar sonra biyografimi yazacak kişi bu olayı merak edebilir. | Open Subtitles | بعد عدة سنوات سيسألك المختص بكتابة سيرتي الذاتية عن هذا الحدث |
| Ben Apple'ın CEO'suyum, Steve. İşte sana özetim. | Open Subtitles | أنا الرئيس التنفيذي لـ "أبل"، يا (ستيف)، هذه هي سيرتي الذاتية. |
| Ben olsam özgeçmiş hazırlayıp başka iş bakardım. | Open Subtitles | لو كنتُ مكانك لبدأتُ بإرسال سيرتي الذاتية لأعمال جديدة |
| Özgeçmişimdeki 20 yıllık boşluğu açıklamak zaten çok zor. | Open Subtitles | ومن الصعب للغاية شرح وجود فجوة لمدة 20 عام في سيرتي الذاتية |
| Tatlım, otobiyografimin başlığını koydum nihayet. | Open Subtitles | عزيزتي، قد يكون هذا لقبي في سيرتي الذاتية. |
| Öz geçmişimi düzenlemem lazım. | Open Subtitles | فأنا بحاجةٍ للحصول على سيرتي الذاتية من النظام. |