| Dolayısıyla, beni ve ölmem için bana yardım edecek olan kişiyi de yargılamamanızı istiyorum. | Open Subtitles | لهذا أطلب أن لا يقيّمني احد حتى من سيساعدني على الموت |
| Bitirdiğimde bunu yayınlamama yardım edecek. | Open Subtitles | لذا فهو سيساعدني على تقديم هذا حالما أنهيه. |
| Bu sadece hayalime ulaşmamda bana yardım edecek olan iş. | Open Subtitles | هذا هو العمل الذي سيساعدني على تحقيق أحلامي |
| Rasgele bir kaç yemeğe çıkıp birbirimizi tanımaya çalışırız, bana duygusal krizlerden kurtulmama yardım eder, sonra arkadaşlarıyla tanışırım, eğer varsa tabi, sonra bana bir şeyler öğretmesine izin veririm... | Open Subtitles | سنتعرف على بعض سيساعدني على عبور أزمة عاطفية ثم ألتقي بأصدقائه |
| Ortağımın evine gidelim. Paris'ten çıkmama yardım eder. | Open Subtitles | خذني إلى منزل شريكي "سيساعدني على الخروج من "باريس |
| En azından telefonumu al. Seni izlememe yardımcı olur. | Open Subtitles | . على الأقل، خذ هاتفي سيساعدني على تعقبك |
| Bende iyi şeyler yapmanın devam etmeme yardım edeceğini düşündüm. | Open Subtitles | لذا فكرت فقط أنه ربما بفعل أشياء جيدة، هذا سيساعدني على المضي قدما. |
| İçeride onları bulmama yardım edecek arkadaşlarım var. | Open Subtitles | انا لدي شخص في الداخل سيساعدني على ايجادهم |
| Yeni uygulamam konusunda yardım edecek bir yatırımcıyla görüşeceğim. | Open Subtitles | إذ لدي لقاء مع مستثمر أظنه سيساعدني على تنفيذ تطبيقي الجديد. |
| Gençleri tavlamama yardım edecek. | Open Subtitles | أعتقد بأنّه سيساعدني على إلتقاط الرجال؟ |
| Ama daha düzgün yürümeme yardım edecek. | Open Subtitles | ولكن هذا سيساعدني على المشي بشكل أفضل |
| Öncelikle, işememe kim yardım edecek? | Open Subtitles | لكن أولاً ، من سيساعدني على التبول؟ |
| Kazanmama yardım edecek bir usta tanıyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف مدرب سيساعدني على الفوز |
| - Bu bebeği büyütmeme yardım edecek kişi, Barbara Gordon. | Open Subtitles | نفس الشخص الذي سيساعدني على تربية هذا الطفل "باربرا قوردن"! .. |
| Karar vermeme yardım eder. | Open Subtitles | سيساعدني على اتخاذ القرار |
| Paris'ten çıkmama yardım eder. | Open Subtitles | سيساعدني على الخروج من (باريس) |
| İnsanlığa göz kulak olmama yardımcı olur. | Open Subtitles | و ذلك سيساعدني على الإهتمام بالبشرية |
| Gerçekte öldüğü yeri görmem oradayken gördüğüm şeyleri hatırlamama yardımcı olur. | Open Subtitles | ربما أن أكون في نفس المكان ...الذي ماتت فيه سيساعدني على تذكر الأشياء التي رأيتها بشكلٍ أكثر وضوحًا |
| Seni biraz daha anlamama yardım edeceğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه سيساعدني على فهمك أفضل قليلا |
| Bu silahın Regina'yı yenmeme yardım edeceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هذاالسلاح... تقول أنّه سيساعدني على هزيمة (ريجينا) ... كيف؟ |