| Arkadaşım size borcunuz konusunda yardımcı olacak, Senatör. İyi geceler. | Open Subtitles | مساعدي سيساعد في حل ديونك أيها السيناتور, تصبح على خير |
| Biliyorum-- Bu nedir ve bize açlığı bitirmemizde nasıl yardımcı olacak? | TED | أنا أعرف -- ماذا يكون ذاك؟ وكيف سيساعد في إنهاء الجوع؟ |
| Çünkü sizi ikna etmeyi başaran kişi, organ nakli ameliyatında yardımcı olacak. | Open Subtitles | لأنه من سيتمكن منا من إقناعك بفصله من أجهزة الإعاشة والتبرع بقلبه سيساعد في جراحة زرع القلب |
| Ama tüple dalış,denizaltılar... ...ve burada yapacağımız tüm çalışmalar... ...bunları düzeltmek için yardım edecek. | TED | و لكن الغوص، الغواصات و كل ما ننوي القيام به هنا سيساعد في تصحيح هذا الوضع. |
| - Hayır. Hadi! Boşlukları doldurmamıza yardım edecek. | Open Subtitles | ...هيا، أنه انه سيساعد في ملئ الفراغات |
| Bu uydu vericisi, dev buzlanın devam eden parçalanma sürecini takip etmeye yardımcı olacak. | Open Subtitles | جهاز الإرسال عبر الأقمار الإصطناعية هذا سيساعد في تعقب التكسّر المتواصل لرفّ الجليد المهول هذا |
| Kruger, infazına yardımcı olacak. "Korkunç bir hata yaptım" | Open Subtitles | كروجر سيساعد في تنفيذه انا فعلت خطأ كبير |
| Onu çabuk satmama yardımcı olacak. | Open Subtitles | لابد أن ذلك سيساعد في بيعه أسرع. |
| Bu yokuşu aşman için, sabah çanları sana yardımcı olacak. | Open Subtitles | جرس الصباح سيساعد في هذا الصعود |
| Babam, çocukları idare etmende sana yardımcı olacak. | Open Subtitles | أبي سيساعد في الأطفال |
| Chad'i sonsuza kadar içeride tutabilmemiz için bize yardımcı olacak. | Open Subtitles | يبدو وكأنه سيساعد في ابعاد (تشاد) للأفضل |
| Eğer gidersen salona kim yardımcı olacak? | Open Subtitles | إذا رحلت من سيساعد في الملهى؟ |
| Bu yaptığın sadece davama yardım edecek. | Open Subtitles | حسنا، هذا سيساعد في قضيتي |
| Sanki kirayı ödemede yardım edecek gibiydi. | Open Subtitles | يبدو انه سيساعد في الإيجار |
| Marcellus yollarını tersine çevirmeye yardım edecek. Bu dediğimi unutma. | Open Subtitles | (مارسلاس) سيساعد في تغيير مجرى التيار، تذكري كلماتي. |