"سيستعمل" - Translation from Arabic to Turkish

• kullanılabilir
• kullanmayacak
• kullanır ki
• için kullanacak

Söyleyeceğiniz herhangi bir şey mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılabilir.
كل ما تقولينه سيستعمل ضدك في المحكمة لديك الحق في توكيل محامٍ

Söylediğiniz her şey mahkemede aleyhinizde delil olarak kullanılabilir.
أي شيء تقوله سيستعمل ضدك في محكمة القضاء

Tüm olanlardan sonra, kimse cevapları kullanmayacak mı?
إنتظر، إنتظر، هل تقولون لي هذا بعد كل ما حدث لا أحد سيستعمل حتى هذه الأجوبة؟

Bu cep telefonlarını sen ve Bodie'den başka kimse kullanmayacak.
لا أحد سيستعمل هذين الهاتفين الخلويّين إلاّ أنت و(بودي)

Hatırlıyorum çünkü, 80 yaşından küçük kim bu lafı kullanır ki diye düşünmüştüm.
اتذكر لأني قلت اي شخص تحت ال80 سيستعمل هذا القول؟

Bence Artie hançeri kabı açmak ve orkideyi almak için kullanacak.
أعتقد بأن آرتي سيستعمل الخنجر لفتح الحاوية و يحصل على الزهرة

- Görevim icabı sizi uyarmalıyım, söyledikleriniz aleyhinize kullanılabilir.
هو واجبي لتحذيرك بأنه سيستعمل ضدك

Birkaç hafta içinde eli kullanılabilir hale gelir.
سيستعمل يده بأكملها في غضون أسبوع

Söylediğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabilir.
كل ما تنطق به سيستعمل ضدك في المحكمة

- Söyleyeceğin her şey aleyhinde delil olarak kullanılabilir.
أى شئ ستقولينه سيستعمل ضدك

Söyleyeceğiniz her şey, aleyhinizde delil olarak kullanılabilir.
أي شيئ ستقوله سيستعمل ضدك

Kimse bombayı falan kullanmayacak.
لا أحد سيستعمل القنبلة.

Kim dondurucu bir fırtınada mikrodalga fırın kullanır ki?
من سيستعمل فرن تحت زخات المطر؟

O halde OMOC haklı. Sizin insanlarınız bizim bilgimizi savaş için kullanacak.
اذا اوماك على حق شعبك سيستعمل معرفتنا للحرب

Odin bu kılıcı dünyayı yok etmek için kullanacak,
سيستعمل اودين رمحه لاستدعاء قوى الشر والدمار

Bu şef bizim iyimserlik eğilimi ile ilgili bulgularımızı itfaiyecilere neden öyle düşündüklerini açıklamak için ve insanlardaki bu oldukça iyimser eğilimin farkında olmaları gerektiğini açıklamak için kullanacak.
سيستعمل هذا الكابتن اكتشافنا حول الميل للتفاؤل ليحاول أن يشرح لرجال الإطفاء لماذا يفكّرون بالطريقة التي يفكّرون بها، لتوعيتهم من غير لبسٍ بهذا الميل للتفاؤل الشديد في الإنسان.