| Isıya duyarlı alıcılar harekete geçirildiğinde vücudunuz tehlikeli bir ısı kaynağıyla temas ettiğini düşünür ve buna göre tepki verir. | TED | عندما يتم تفعيل هذه المستقبلات حساسة بالحرارة، سيعتقد جسدك أنه على تماس مع مصدر حراري خطِر وسيستجيب وفقاً لذلك. |
| Babam eğer gelmezsek ilgilenmediğimizi düşünür. | Open Subtitles | والدي كان سيعتقد أننا غير مهتمون به لو لم نأتِ معه. |
| Bu şekilde mavi adam sarhoş olduğum için içeri düştüğümü sanacak. | Open Subtitles | بهذه الطريقة, سيعتقد الرجل الأزرق أنك قبضت عليّ لاسرافي في الشرب |
| Herkes yanlışlıkla patlayan bir Amerikan bombası sanacak. | Open Subtitles | الكل سيعتقد أنها قنبله أمريكيه انفجرت لا إرادياً |
| Eğer bir imzanızı alabilirsem, benim bir kahraman olduğumu düşünecektir. | Open Subtitles | إذا استطعت الحصول على توقيعك , سيعتقد أنني بطل من نوع ما |
| Haklısın, eğer üstüne düşersek dünyanın sonu geldi sanır. | Open Subtitles | أنت محق، وإذا دللناه سيعتقد أن العالم سينهار |
| Şimdi seni biri görse, iyileşmek istemediğini düşünür. | Open Subtitles | والآن، الجميع سيعتقد أنك لا ترغبي في الشفاء |
| Siz ikinizle buraya geldiğimi gören insanlar benim hakkımda ne düşünür Alla'sen? | Open Subtitles | ماذا بحق الأرض سيعتقد الناس بي عندما أظهر معكم ؟ |
| Lakin teklifini geri çevirmek zorundayım. İnsanlar ne düşünür sonra? | Open Subtitles | بالطبع يجب أن أرفض عرضك ماذا سيعتقد الناس عني؟ |
| Hem sonra Balraj hakkımızda ne düşünür? | Open Subtitles | ماذا سيعتقد بالراج إذا ذهبنا كلنا وهو معنا؟ |
| Ona gülümseyerek, iyi bir evlat gibi önüne lanet çorbasını koydukça... her şeyin yolunda olduğunu düşünür. | Open Subtitles | إذا إبتسمت له وقدمت له حساءه اللعين . كالإبنة الجيدة , سيعتقد أن الأمر بخير |
| Beş Paralık, Meksika'ya kaçtığımızı sanacak. | Open Subtitles | ولا سيعتقد تو بيت اننا هربنا الى المكسيك |
| Herkes senin öldüğünü sanacak. kimse seni bir daha aramayacak. | Open Subtitles | الجميع سيعتقد أنك ميت لا أحد سيبحث عنك أبدا |
| Bunu geliştirince insanlar seni yunus sanacak. | Open Subtitles | حسنا، لا بأس بهذا سوف تتحكم بهذا مع قوتك و سيعتقد الناس انك دولفين |
| Kurul su üstünde yürüdüğünü düşünecektir. | Open Subtitles | سيعتقد مجلس الإدارة أنّ بوسعكِ تحقيق المستحيل |
| Artık gitsen iyi olur, Seth yoksa Güvenlik seni akıl hastası sanır. | Open Subtitles | الأفضل أن تذهب الآن يا سيث أو سيعتقد رجال الأمن أنك مريض نفسيا |
| Çünkü o zaman hastasının nerede olduğunu bilmezdi. Kaçırıldığını düşünürdü. | Open Subtitles | لأنه إذا لم يعرف مكان مريضه فإنه سيعتقد أنه اختطف |
| Bana yaptıklarından sonra iyi bir şeyler olabileceği kimin aklına gelirdi ki? | Open Subtitles | من سيعتقد أبدا أن أي شيء جيد سيأتي بسبب ما فعلته بي؟ |
| Artı, artık arkadaşların benim bir kaçık olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك، سيعتقد أصدقائك أنني مجنونه |
| Birileri iççamaşırlarını kuruttuğunu sanabilir. | Open Subtitles | أتعرف, شخص ما سيعتقد أنك تجفف سراويلك بالأعلى |
| Bir dahaki gözlerini açışında, ölüp cennete geldiğini zannedecek. | Open Subtitles | في المرة المقبلة التي سيفتح فيها عينيه سيعتقد أنه قد مات وانتقل للجنة |
| Korkarım böyle uluorta konuşunca seni Amerikalı sanacaklar. | Open Subtitles | هل أنت خائفة بأن شخصاً ما سيعتقد بأنكِ أميركية إذا تحدثتِ بصراحة؟ |
| Eve gitmeyi çok istiyorum ama sonra herkes çocuk kalmış, bir aptal olduğum için gittiğimi düşünecekler. - Hemen geliyorum. | Open Subtitles | أنني أريد بشدة أن أعود للبيت , لكن يحينها الجميع سيعتقد |
| Yani eğer onlar hissettikleri güç ile karşılık verirlerse, ilk kişi vuruş gücünün arttığını sanıyor. | TED | لذا إذا قاموا بردّ الفعل بنفس القوة، سيعتقد الشخص الأوّل بأنّ الأمر قد تصاعد. |
| Yalancı olduğumu düşünsün. | Open Subtitles | هو سيعتقد أنا كذاب. هو يجب أن يكون الآن. |
| Orada görünmek istemezsin. Yoksa senin de kötü olduğunu düşünürler. | Open Subtitles | يجب أن لا يراك أحد هنا سيعتقد الناس أنك تنوي أمرا سيئا |