| Silahları teröristlere sattığımıza dair kanıt bulacaklar. | Open Subtitles | سيعثرون على أدلة أننا بعنا أسلحة للإرهابيين |
| Yarın sabah, arabasını gölün kenarında bulacaklar. | Open Subtitles | و غدا صباحا، سيعثرون على سيارتها قرب البحيرة |
| Yerin altını üstüne getirmeleri gerekse bile o tabloyu bulacaklar. | Open Subtitles | سيعثرون على تلكَ اللوحة حتى لو اضطروا لقلب المكان رأساً على عقب |
| Ve sonra da aspirini bulacaklar. | Open Subtitles | ثم بعدها سيعثرون على الأسبرين كل شخص لديه أسبرين ليس مختلطا مع اقراص نومهم |
| Bir süre üzgün olacaklar. Sonra mutluluğu tekrar bulacaklar. | Open Subtitles | سيحزنون لفترة من الزمن ثم سيعثرون على السعادة مجدداً. |
| Senin suratınla beslendikten sonra, kızı bulacaklar ve onu çırılçıplak soyup... oluk oluk akan kanla beraber etini servis edecekler. | Open Subtitles | وبعد أن يلتهموا وجهك ... سيعثرون على الفتاة ويعرونها ويقطعون لحمها ليجعلها هذا تنزف الدماء |
| Aydınlanmaya giden yolu bulacaklar. Doğru. | Open Subtitles | سيعثرون على درب التنوير |
| Bütün Canarsie'de bile bu çocuğun parçalarını bulacaklar. | Open Subtitles | سيعثرون على أشلاءه بجميع أنحاء (كانارسي) |
| Parayı bulacaklar. | Open Subtitles | سيعثرون على المال |
| - Arabanı bulacaklar. | Open Subtitles | سيعثرون على سيارتك. |
| Slean'i bulacaklar. | Open Subtitles | سيعثرون على سلين |
| - Slean'i bulacaklar, eminim bundan. | Open Subtitles | سيعثرون على سلين, انا متأكد |
| Orada müttefik bulacaklar. | Open Subtitles | سيعثرون على أصدقائهم هناك |
| - Burada seni nasıl bulacaklar? | Open Subtitles | -كيف سيعثرون على هذا المكان؟ |
| Yerimi bulacaklar! | Open Subtitles | إنهم سوف ... سيعثرون على ! |