| Biraz ilgileniyor numarası yapabilseydin benim için daha kolay olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل بالنسبة لي لو تظاهرت قليلا. |
| Annene benzeseydin çok daha kolay olurdu, ama bana benziyorsun. | Open Subtitles | كان سيكون من الأسهل لو نشأت لتصبح مثل أمك.. ولكنك نشأت مثلي |
| Sinirlerinizi gevşetmek için bir doktora gitmeniz çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل أن تذهب لطبيب و تخبره أنك تحتاج ما يهدئ أعصابك |
| Bence epey açıklar zaten ama birlikte incelersek daha kolay olur. | Open Subtitles | أعتقد أنهن واضحات جداً، لكن سيكون من الأسهل لو راجعناهن سوياً. |
| Keith, bunu ben yaparsam John için daha kolay olur. | Open Subtitles | كيث ، سيكون من الأسهل لجون لو أنني أفعل هذا |
| Kabuğa ulaşmak oradan daha kolay olacak. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل الوصول إلي الغلاف من هناك |
| Annen, biraz ayrı kalırsak daha kolay olacağını düşündü. | Open Subtitles | أمك تظن بأنه سيكون من الأسهل إن اعطينا أنفسنا مساحة صغيرة |
| İspanyolca konuşabilseydim, çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | عصير ليمون أعتقد أن هذا سيكون من الأسهل إذا تحدثت الإسبانية |
| Karada olsaydık daha kolay olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل التحدث إن عدنا إلى الشاطئ |
| - Fluoro'nun altından girsen - daha kolay olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل لو أنكِ دخلتِ من أسفل القاع |
| - Fluoro'nun altından girsen - daha kolay olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل لو أنكِ دخلتِ من أسفل القاع |
| Biliyor musun, seni eve götürüp, böyle bir şey hiç yaşanmamış gibi davranmak çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل جدًا أخذك إلى المنزل والتظاهر بأن الأمر برمته لم يحدث |
| Rahat bıraksanız, yolu temizleseniz her şey daha kolay olurdu. | Open Subtitles | كل هذه العقبات سيكون من الأسهل لو تخليتم عنها، و أوضحتم الطريق |
| Kendiniz içseniz daha kolay olur. Yoksa ısrar etmek zorunda kalırız. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل , لو فعلت ذلك بنفسك ما عدا ذلك ، فسيكون ضرورياً أن نصر |
| Onu bıraksan çok daha kolay olur. Sadece geri dönüşte yürümek zorunda kalır. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل لو قمت بتوصيلها فلا تضطر للعودة سيراً |
| Şöyle yapabiliriz. İki parçaya ayırırsan daha kolay olur. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل إذا قسمناه إلى قسمين نج مة |
| Brendan'a olanlardan sonra, veda etmek daha kolay olur sanıyordun. | Open Subtitles | ظننت أنه بعد ماحل ببراندن سيكون من الأسهل وداع هذا كله |
| Ayrıca, dondurmayla, dikişlerimin etrafından geçmek daha kolay olur. | Open Subtitles | الى جانب أنه سيكون من الأسهل استخدام المثلجات حول الغرز |
| Bir saniye bekle. Ben sadece onlara kendimi konuşmak daha kolay olacak düşünüyorum, tatlım. | Open Subtitles | إهدأي لثواني ، أعتقد أنه سيكون من الأسهل إذا أنا تحدثُ معهم بنفسي ، عزيزتي |
| Sana online şifremi versem daha kolay olacak. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل لو أعطيتك رفمي السري فحسب |
| Benden nefret etmene izin vermenin daha kolay olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | فكرتُ بأنه سيكون من الأسهل أن أدعكِ تكرهينني |