| Silk. Dondurulmuş gıda bölümünde olması gerekmeyen bir ürünü dondurulmuş gıda bölümünde, sütlerin tam yanına koyun. | TED | سيلك. وضعت منتجاً لا يحتاج لأن يكون في قسم المثلجات بجانب اللبن في قسم المثلجات. |
| Antropolog Joan Silk'in çalışmasında dişi bir grup arkadaşı olan dişi babunların kortizol seviyelerine bakıldığında daha düşük stres gözlemleniyor, daha uzun yaşıyorlar ve yavruları daha çok hayatta kalıyor. | TED | العالم في علوم الإنسان جوان سيلك تبين أن إناث البابونز الذين لديهم أصدقاء إناث أساسيون يُظهرون مستوى أقل من التوتر خلال مستويات الكوتيزول، يعشن حياة أطول وينجوا نسلهن بشكل أكبر. |
| Iris Silk bir kaç saat sonra kocasının kollarında öldü. | Open Subtitles | ايريس سيلك ماتت منذ عدة ساعات بين ذراعى زوجها |
| EmekIi dekan SiIk... | Open Subtitles | دين كولمان سيلك هذا صحيح المتقاعد السابق.. و المستقيل الحالى أنا المرثى له دين سيلك |
| Burası darmadağın, değil mi, Selk? | Open Subtitles | إن الفوضى عارمة هنا ، أليس كذلك ، يا (سيلك)؟ |
| Hayır, mekanik örümceklerle dövüşen Tom Selleck'i izlemek istiyorum ben. | Open Subtitles | كلا ، أريد أن أشاهد توم سيلك يحارب عناكب ميكانيكية - نعم |
| İşte Coleman Silk ile dostluğum böyle başladı. | Open Subtitles | هذا يشرح لكم كيف بدأت صداقتى ب سيلك كولمان |
| Clarence Silk, Julius Sezar'ın bu cümlelerini iyi biliyordu. | Open Subtitles | كلارنس سيلك يعرف جيدا هذه الكلمات من يوليوس قيصر |
| Clarence Silk tanıdığım en iyi adamdı. | Open Subtitles | كلارنس سيلك كان أنقى رجل قابلته فى حياتى |
| Ben, edebiyat profesörü zenci Coleman Silk olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون كولمان سيلك لا يوجد أستاذ أدب أسود |
| - Silk Brown. Crenshaw Lisesi. - Nasılsın kardeşim? | Open Subtitles | سيلك براون من الثانوية نعم , كيف حالك يا اخي؟ |
| Ona güvenmedim, ve Silk'te buluşalım dedim. | Open Subtitles | علي أي حال أنا لم أثق بة لذا قلت لة أن يقابلني عند "سيلك" |
| Baba, Silk öldürüldüğünde ben de oradaydım. | Open Subtitles | يقتلة يا أبي، لقد كنت هناك عندما قتل "سيلك" |
| - Ben Coleman Silk'in kız kardeşiyim. | Open Subtitles | هل أنت ؟ أنا شقيقة كولمان سيلك |
| Babamdan sonraki Silk erkeklerinin hepsi çok kararlıdırlar. | Open Subtitles | كل رجال عائلة سيلك... سواء أبى أو غيره يتميزون بالحسم الشديد |
| Silk'in elinde harika bir senaryo var. | Open Subtitles | سيلك خذ هذا النص هذه خارج الخطاف يا رجل |
| Eğer gerçeği söylemezsen, Silk söyleyecek! | Open Subtitles | وإن لم تقول الحقيقة سيلك سيقول |
| Coleman Silk ve karısı Iris sansürcü ve zorlayıcı bir toplum tarafından ihanete uğradılar. | Open Subtitles | كولمان سيلك. . و زوجته ايريس |
| İşte CoIeman SiIk iIe dostIuğum böyIe başIadı. | Open Subtitles | هذا يشرح لكم كيف بدأت صداقتى ب سيلك كولمان |
| Onları kabul edebiliriz, Selk. Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | (يمكننا أن نهزمهم ، يا (سيلك ليس لدينا خيار آخر |
| Tom Selleck ise sadece durmuştu. | Open Subtitles | توم سيلك وقف هناك |
| Aman Tanrım! Bay Filocelle. - Eyvah, eyvah. | Open Subtitles | سيد (سيلك) ،هل أنتَ بخير؟ |