| Ve ben içimde iyileşmemi hızlandıran bir ortakyaşam taşıyorum. | Open Subtitles | و أنا أملك داخلى سيمبيوت يمكنه الإسراع بمعدلات شفائى |
| Bir ortakyaşam anne kanından gelen genetik hafıza ile doğar. | Open Subtitles | اى سيمبيوت يولد ولديه ذاكرة امه بالوراثه |
| Silah ateşi boş ortakyaşam bölümünden geçerek omuriliğine zarar vermiş. | Open Subtitles | لقد مرت الطلقة عبر فجوة الـ"سيمبيوت" وأصابت عمودك الفقري |
| - Thor yalnız değil. - Kırmızı nokta ortakyaşamı simgeler. | Open Subtitles | ثور ليس وحده بالغرفة النقطة الحمراء تشير لوجود سيمبيوت |
| Biraz... hasarlıydı, ama sanırım ortakyaşamı etkinleştirme yöntemimizde bir hata olmuş olabilir. | Open Subtitles | كان هناك ضرر ولكن أعتقد طريقتنا فى حكم عقل سيمبيوت خاطئ |
| Son isteyeceğim şey başka bir insan - ortak yaşam - herneyse. | Open Subtitles | أخر ما أريد هو سيمبيوت آخر أو شخص آخر ، أيا كان |
| Carter bir keresinde ortakyaşama sahip olmuştu, ve bundan bahsedecek şekilde hayatta kaldı. | Open Subtitles | كارتر سبق أن عاش سيمبيوت داخلها و عاشت لتتحدث عنه |
| Beni kurtardı. Goa'uld ortakyaşamını içimden çıkarttı. | Open Subtitles | لقد أنقذني، وأزال سيمبيوت الجواؤلد |
| In the past, I could have let your symbiote regenerate it. Geçmişte, seni bırakıp ortakyaşamının seni iyileştirmesine izin verebilirdim. | Open Subtitles | ماضياً، كنت أترك الـ"سيمبيوت" يتولى عملية الشفاء،ببعض المساعدة، ستكون بأفضل حال |
| ortakyaşam olmadan, kelno'reem gereksizdir. | Open Subtitles | بدون الـ"سيمبيوت"، لا فائدة من الـ"كيلنورييم" |
| Hırslı bir fikir, biliyorum, Güven için bile, fakat benim duyduğum, siz onların Goa'uld'u yok edececek ortakyaşam zehirini kullanma konusundaki küçük planlarına engel olduktan sonra, tutumlarında değişiklik oldu. | Open Subtitles | إنه طموحهم، أعلم ذلك ولكن مما سمعته، بعد وضع بعض التعديلات في خطتهم الصغيرة لاستخدام سم الـ "سيمبيوت".. |
| Yanlarında düzinelerce, hatta yüzlerce ortakyaşam getirmiş olabilirler. | Open Subtitles | يمكن أن يكونوا.. جلبوا معهم عشرات.. الـ"سيمبيوت" أثناء عودتهم |
| Burada ortakyaşam, hastalığını tedavi etmek için gerekli bilgiye ulaşacak. | Open Subtitles | هنا سوف يستقبل ال ( سيمبيوت ) المعلومات اللازمة ليقوم بإصلاح مرضك .. |
| Silah ateşi tam ortakyaşam boşluğundan vurmuş. | Open Subtitles | لقد أصابك مباشرةً في الـ"سيمبيوت" |
| 3 yıl önce, o zaman NID içinde yer alan Güven'in elemanlarına ortakyaşam satılması senaryosuna adı karışmış. | Open Subtitles | قبل ثلاث سنوات، شارك في مؤامرة لبيع "سيمبيوت" لعناصر من منظمة الـ ((تراست)) التي تعمل ضمن الـ ((ان أي دي)) |
| Öldü. ortakyaşamı kurtarılamayacak derecede hasar görmüş. | Open Subtitles | لقد توفى، لم يكن بإستطاعة الـ(سيمبيوت) خاصته معالجته |
| İkinizin hayatını da sen devam ettirdin, ortakyaşamı ikiniz arasında paylaştırarak. | Open Subtitles | كنتما تتبادلان الـ"سيمبيوت" بينكما |
| Yeni ortak yaşam olmadıkça Delmak'a varmadan çok önce öleceğiz! | Open Subtitles | سوف نموت قبل ان نبلغ سلماك بمده طويله بدون سيمبيوت جديده |
| İçimizde ortak yaşam yaratıkları var, evet. | Open Subtitles | نحن لدينا سيمبيوت داخلنا ، نعم |
| Jaffa her zaman Goa'uld'a bağımlı oldu çünkü hayatta kalmak için ortakyaşama ihtiyaçları vardı. | Open Subtitles | لقد كانت (الجافا) دوماً تعتمد على (الجواؤلد) لأنهم كانوا بحاجة لـ(سيمبيوت) لتحملهم |
| NID daha önce bir Goa'uld ortakyaşamını klonlamıştı. | Open Subtitles | إن آي دي استنسخوا سيمبيوت جؤولد من قبل. |
| Aynı zamanda onun geliştirilmesi için milyonlarca Tok'ra ortakyaşamının öldüğünün farkında mısın? | Open Subtitles | هل تعلم أيضاً أن ملايين (سيمبيوت التوكارا) ماتوا أثناء تطورها |