| Yakında o güzel yeşil duman ciğerlerini, sis de beyinlerini dolduracak. | Open Subtitles | سرعان ما سيملأ ذلك الدخان الأخضر رئاتهم و يُغشي على عقولهم |
| Şu an ile akşam yemeği arasındaki vakti dolduracak kadar uzağa. | Open Subtitles | إلى البعيد الذى سيملأ الوقت من الآن حتى العشاء |
| Onu özlesek de, sevgisi boşluğu dolduracak ve karandlığı dağıtacaktır. | Open Subtitles | وأنه علي الرغم من أننا سنفتقده, سيملأ حبنا الفراغ ويبدد الظلام. |
| İçimdeki boşluğu o dolduracak sanıyordum. | Open Subtitles | وبأنّه سيملأ الفراغ الذي أحسستُ به داخلي |
| Kimse o boşluğu dolduramaz. | Open Subtitles | لا أحد أبدا سيملأ ذلك الفضاء. |
| Şu an yaptırdığınız dev koğuşu dolduracak olanlar. | Open Subtitles | الفوج الذي سيملأ المهجع الكبير الذي تبنونه. |
| Aşk dünyayı dolduracak... Love will fill the world ...ve sonsuza kadar en yüce hükümdarlık olarak kalacak! and it will reign supreme forever! | Open Subtitles | "{\3cHE73C01}،الحبّ سيملأ العالم و سيحكمه أبداً!" |
| Bayıltıcı gaz er geç odayı dolduracak ve o da... | Open Subtitles | الغاز المنوّم سيملأ الغرفة قريبًا وإنّه سوف... |
| sorularını kim dolduracak ? | Open Subtitles | من سيملأ أسئلتك؟ |
| Bu da kalbimizi umutla dolduracak. | Open Subtitles | و هذا سيملأ قلوبنا بالأمل |
| Kanın küvetimi dolduracak. | Open Subtitles | دَمُكَ سيملأ حوض استحمامي |
| Hiçbir şey içindeki boşluğu dolduramaz. | Open Subtitles | لا شيء سيملأ فراغك |