| Orası fazla göz önünde. arabam otoparkta. | Open Subtitles | إنّها علنيّة كثيراً، سيّارتي بموقف السيّارات |
| Onu satmaktan nefret ediyorum ama bilirsiniz, yeni spor arabam geldiğinden ona ihtiyacım kalmadı. | Open Subtitles | أكره أن أبيعها، ولكن، تعلمان، مع قدوم سيّارتي الرياضية الجديدة، لم أعُد بحاجة إليها |
| Kasabanı ele geçirebilirsin, evimi yok edebilirsin ama arabama dokunmayacaksın. | Open Subtitles | يمكنك سلب مدينتي وتدمير بيتي، لكنّك لن تمسّي سيّارتي بسوء. |
| Ben daha yeni Arabamın ne olacağına karar vermedim. | Open Subtitles | صحيح، لم أختر إلى الآن نوع سيّارتي الجديدة |
| arabamdan çaldığın cüzdanımı geri vermezsen boynunu kırarım. | Open Subtitles | لذا أعد إليّ المحفظة التي سرقتها من سيّارتي وإلاّ سأدقّ عنقكَ اللعينة |
| İyi ettiniz. araba kullandım koşuşturdum ve para bulmaya çalıştım. | Open Subtitles | حسناً، فلقد رأيتموني أقود سيّارتي وأقوم بالخداع وأحاول الحصول على بعض المال. |
| Evine gittiğim müşteriler için Arabamda saklıyorum. | Open Subtitles | أحتفظ به في صندوق سيّارتي للقيام بزيارات إلى منازل العملاء. |
| arabam köşede SWAT timi hazırda. | Open Subtitles | سيّارتي بالقرب من هنا، وفريق التدخّل السريع يتّجه إلى هنا. |
| İpoteğim, arabam ve yıllık masraflarım için gereken miktar. | Open Subtitles | هذا ما احتجته لتغطية رهني ، سيّارتي وكلّ شئ لمدة عام |
| Gelin ya da gelmeyin arabam beş dakika içinde kalkıyor. | Open Subtitles | سيّارتي ستغادر خلال 5 دقائق، سواء إبتغيتم أن تكونوا داخلها أو لا. |
| arabam kulüp standartlarına uymuyorsa şu sarhoşunkiyle değiştirebilirsin. | Open Subtitles | إن كانت سيّارتي لا توافق معايير النادي، يمكنك أن تسلمها لذلك الأبله، مفهوم؟ |
| Ama malesef benim arabam yarına kadar hapisten çıkamayacak. | Open Subtitles | لكن للأسف، تمّ اِحتجاز سيّارتي عندما سُجنت، ولن يُفرج عنها حتى يوم الغد. |
| Bak. arabama bak. Her tarafı kan olmuş. | Open Subtitles | أنظر، أنظر إلى سيّارتي إنّها مليئة بالدماء |
| Eğer arabama kadar gidebilirsem... | Open Subtitles | إن أمكنني أن أحضر بعض المعاملات من سيّارتي |
| Üstüne üstlük, anne babam arabama GPS takmaya karar verdiler böylece her kahrolası hareketimi izleyebilecekler. | Open Subtitles | وفوق كل شيء, أبواي قرّرا وضع جهاز تحديد المواقع في سيّارتي. حتى يتمكنا مِن تعقّب كل حركاتي. |
| Arabamın bagajında her daim o hınzır hergelelerden 2000 tane taşırım. | Open Subtitles | لأنني دوماً آخذ معي في السفر 2000 صورة لي وأنا وسيم في حقيبة سيّارتي |
| Bir kaç saat önce, sokakta Arabamın içinde uyandım. | Open Subtitles | أنا أفقت في سيّارتي منذُ ساعة في الممرّ. |
| Sana Arabamın anahtarını verecek kadar güvendiğim gün. | Open Subtitles | نفس اليوم الذي أئتمنك فيه على مفاتيح سيّارتي |
| Siktir git arabamdan keş. | Open Subtitles | انزل من سيّارتي بحقّ الجحيم أيها المعتوه |
| O araba yüzünden yolda kaç defa kenara çekmek zorunda kaldığımı biliyor musun? | Open Subtitles | هل لكَ تخمّن عدد المرّات الّتي تعطّلت فيها سيّارتي في الطّريق؟ |
| Evine gittiğim müşteriler için Arabamda saklıyorum. | Open Subtitles | أحتفظ به في صندوق سيّارتي للقيام بزيارات إلى منازل العملاء. |
| Kız arabadan indiği an adını unutmuştum bile. | Open Subtitles | نسيت إسمها بالوقت الذى خرجت به من سيّارتي. |
| Arabanın anahtarı da aynı anahtarlıktaydı. | Open Subtitles | مفاتيح سيّارتي في نفس ميداليّة مفاتيح المنزل. |
| Sabahleyin kalkıp, giyinip arabamla işe gideceğim, yakama ismimi asacağım. | Open Subtitles | أستيقظ صباحاً وأرتدي ملابسي أقود سيّارتي إلى مكان عملي وأضع رقعة اسمي |
| Nobu'nun dışında aracımı beklerken caddede dikiliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أقف في شارع خارج (نوبو)، أنتظر سيّارتي. |
| Belki uslu çocuk olursan,Benimkini kullandırırım sana bir gün. | Open Subtitles | ربّما إذا كنت لطيفا سوف أدعك تقود سيّارتي |
| Peki, o zaman arabamı park yoluna değil de ön tarafa bırakırım. | Open Subtitles | لا تفعلي ذلك. إذًا، سأوقف سيّارتي أمام ممر المنزل بدلًا من داخله. |
| Benim arabada biraz olacaktı. | Open Subtitles | - أعتقد أنّ لدي القليل في مكان ما في سيّارتي |