| Ne de babanı öldürmek için kullandığın maddeyle zehirlenmiş olmasının tesadüf olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | ولا اعتقد بانها مصادفة بانه قد سُمم بنفس العنصر الذي استُخدم لقتل والدك |
| Nadir bulunan bir kurtboğan türüyle zehirlenmiş. | Open Subtitles | -لقد سُمم بنوع نادر من خانق الذئب . |
| Şarap alacaktım, ama sonra Bay Reddington'un şarapla zehirlenmiş olabileceğini söylediğini hatırladım, | Open Subtitles | ، كُنت سآتي بصُحبة النبيذ لكن تذكرت حينها أن السيد (ريدينجتون) قال ... أنه قد يكون سُمم عن طريق النبيذ ، لذا أنا |
| Etrafı sarılan Firavun Akhenaton, en sadık hizmetçisi tarafından zehirlendi. | Open Subtitles | عانت من الصراع الداخلي, و الفرعون (اخناتون) سُمم من أقرب خدمه |
| Baban zehirlendi. | Open Subtitles | لقد سُمم والدك |
| Gözbebeklerindeki noktalar zehirlendiğini gösteriyor. | Open Subtitles | حسنٌ... بؤبؤٌ حاد إنه مؤشر على أنه قد سُمم |
| Adamın zehirlendiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن بأن هذا الرجل قد سُمم |
| Jeremy zehirlenmiş. | Open Subtitles | (لقد سُمم (جيرمي |
| - Sanırım Cooper bir şekilde zehirlenmiş. | Open Subtitles | -أعتقد أنّ (كوبر) سُمم بشكل ما . |
| - zehirlendi. | Open Subtitles | قد سُمم |
| Jenkins'e Noel Babanın zehirlendiğini söyle. | Open Subtitles | اخبِري (جينكينز) أن "بابا نويل" قد سُمم. |