| Eğer bu gösteri sırasında ki özel fırsatı göremezseniz. | Open Subtitles | اذا لم يقدموا شئ مميز في هذا الافتتاح |
| Eğer bu gösteri sırasında ki özel fırsatı göremezseniz. | Open Subtitles | اذا لم يقدموا شئ مميز في هذا الافتتاح |
| Geri döndüğümde bu köpek kabında özel bir şeyler olsa iyi olur. | Open Subtitles | من الافضل ان يكون هناك شئ مميز في طبق اكل الكلب عندما اعود |
| Görüşmüyor olmamız özel bir şeyler paylaşmadığımız anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأننا لم نتقابل لا يعني أنه ليس لدينا شئ مميز |
| Geçmiş dönüyor. özel bir şey bulabileceğimizi biliyorum. | Open Subtitles | الماضي يعود كنت أعرف أننا سنعثر على شئ مميز |
| Buna inanmıyorum. Şampiyon malzemesi diğer bir özel şey gibidir: nadir. | Open Subtitles | لاأظن ذلك خامة الأبطال مثل أي شئ مميز نادر |
| Biriyle çıktığın zaman özel bir şeyler yapar mısın? | Open Subtitles | هل تفعل أى شئ مميز عندما تمضى قدماً ؟ |
| Sanki özel bir şeyler oluyormuş gibi mi? | Open Subtitles | هنالك شئ مميز جداً يحدث,اليس كذلك؟ |
| özel bir şeyler yapmak, dikkat çekmek. | Open Subtitles | أفعل شئ مميز أن ألاحظ من قبل الناس |
| Çocuklarla birlikte sana özel bir şeyler hazırladık. | Open Subtitles | أنا والأولاد قد صنعنا لك شئ مميز |
| - Üst kat çok karmaşıktır. - Ben özel bir şey görmedim. | Open Subtitles | بالطابق الثاني ستضح الأمور لا يوجد شئ مميز في هذا 0 |
| İlk gecemiz. özel bir şey düşünmeliydim. | Open Subtitles | هذة ليلتنا الأولي وكان علي أن أفكر في شئ مميز |
| Aramızdaki çok özel şey birden anlamını kaybederdi. | Open Subtitles | مثل شئ مميز نتشاركه معاً اصبح فجأ ليس مميزاً |
| Bana inanın, Bay White, benimle ilgili hiçbir özel şey yok. | Open Subtitles | ثق بي سيد (وايت) ليس هناك شئ مميز بي |