| Tanrım, epey solgun görünüyorsun. Sana biraz temiz hava verelim. | Open Subtitles | تبدو شاحباً بشكل رهيب، بعض الهواء النقي سيفيدك |
| Ve Güzel Ve solgun Kalacaksın Tıpkı Onun Gibi | Open Subtitles | و إذا كنت جميلاً و شاحباً و تبدو كثيراً مثلها |
| Evet. Çok solgun görünüyorsun. Bozuk yoğurt mu yedin ne yaptın? | Open Subtitles | حسنٌ، تبدو شاحباً جداً، أأكلت لبناً فاسداً؟ |
| O zamanlar daha küçük bir kızdım. Çok soluk ve yakışıklı biriydi. | Open Subtitles | كنت مجرد فتاة بذاك الوقت وهو كان شاحباً و وسيماً |
| Dikkat et! rengin solmuş. İyi misin? | Open Subtitles | تبدو شاحباً, هل كل شيء على مايرام. |
| Beni endişelendiriyorsun canım. Fena halde bitkin görünüyorsun. İyiyim. | Open Subtitles | أشعرحقاًبالقلقعليك، يبدو وجهك شاحباً للغاية |
| Frank Bannister, bembeyaz ve titriyormuş. Garson hasta olduğunu düşünmüş. | Open Subtitles | فرانك بانستر وكان شكله شاحباً الساقي قال كان وجهه شاحباً |
| - Pardon? Yanındaki adam solgun ve çok zayıftı. | Open Subtitles | حسناً، الرّجل الذي كانت برفقته، كان شاحباً ونحيفاً. |
| solgun görünüyorsun ahbap, bir şey mi var? | Open Subtitles | تبدو شاحباً قليلاً، يا صديقي هل ثمّة خطب ما؟ |
| Takımım biraz solgun görünüyor bugünlerde. | Open Subtitles | وفريقي يبدو شاحباً قليلاً في الآونة الأخيرة. |
| Sen her zaman ağır hareket eden solgun, kambur bir zombi olacaksın. | Open Subtitles | سأظل دائماً، بطيئاً، شاحباً منحنياً، حياً ميتاً |
| Biraz solgun görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدو شاحباً بعض الشيء ربما لم يكن يجدر بك إخراج نفسك من المستشفى |
| - Ciddiyim. - Turuncu tulum beni solgun gösterdi. | Open Subtitles | أنا جاد، رداء السجن البرتقالي اللون كان يجعلني أبدو شاحباً |
| - Ciddiyim. - Turuncu tulum beni solgun gösterdi. | Open Subtitles | أنا جاد، رداء السجن البرتقالي اللون كان يجعلني أبدو شاحباً |
| Delikanlımız, küçük gezinti sonrası, solgun görünüyor. | Open Subtitles | شابّنا يبدو شاحباً بعد رحلته القصيرة. |
| Gözlerimi kapadığımda solgun bir at görüyorum ve ben ona binmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | - سامحيني - عندما أغمض عينّي أرى حصاناً شاحباً وأمتطيه |
| Ya gözlerim yanılıyor, ya da sen, solgun görünüyorsun. | Open Subtitles | إما أن نظري مخطيء أم أنك تبدو شاحباً |
| Şimdi ayıldı ve yemyeşil, soluk bir suratla sarhoşken yaptığına bakıyor öyle mi? | Open Subtitles | واستيقظ الآن ليبدو شاحباً وخائفاً مما قاله لك بحرية.. ؟ |
| rengin solmuş. | Open Subtitles | ما المسألة؟ تَبْدو شاحباً. |
| bitkin görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدو شاحباً بعض الشيء |
| Hocamız dünyanın uzak uçlarındaki tehlikelerden bahsettiğinde yüzünüzün bembeyaz olduğunu gördüm. | Open Subtitles | رأيت وجهكِ شاحباً عندما تحدث القس للناس عن المخاطر الموجودة في أطراف العالم البعيدة. |
| Benziniz soldu, felaket çağırıyor bakışlarınız. | Open Subtitles | تبدو شاحباً وشارداً وعلى وشك المخاطرة |
| Neyin var? Çok solgunsun. | Open Subtitles | تبدو شاحباً جداً |
| Sanki rengin gitmiş, Birdy. | Open Subtitles | كان مثل تبدو شاحباً جداً, يا بيردي |