| Akıllı biri, sıcak dengeli, romantik yabancılara nazik yaşlılara çok güzel gülen. | Open Subtitles | شخص ذكي ودافئ مستقر ، شاعري يتعامل بلطف مع الغرباء وكبار السن |
| Ay, müthiş, gizemli ve romantik bir şeydi, orada gökyüzünde ne kadar istersen iste, asla ulaşamayacağın bir yerde asılı dururdu. | Open Subtitles | كان القمر بمثابة شيء شاعري جميل غامض يتدلى في السماء لا يمكن بلوغه مهما اشتهى المرء ذلك. |
| Terapist olayının komik ve romantik olduğu gibi mi? | Open Subtitles | كما فعلت مع طبيبي النفسي و تظن انه شاعري و مسلي؟ |
| Çok şairane. Neymiş o? | Open Subtitles | شاعري جداً، ما هذا بحق الجحيم؟ |
| pekala , şair gibisin bugün evet, değişmişsin çifte fırsat böyle güzel bir düğünde şair olabilirim bu gelirken başıma gelenlerle ilgili bir şey ne oldu gelirken bir kızla kaza yaptık gerçekten ni ? | Open Subtitles | حسنا ؟ ؟ تبدو بمزاج شاعري اليوم ؟ |
| Oldukça Şiirsel, yine de narin ve korkmuş, tıpkı küçük bir beyaz tavşan gibi. | Open Subtitles | شاعري بشكل كبير و لكن رقيق و خائف تماماً كالأرنب الأبيض الصغير |
| Çok romantikti. | Open Subtitles | كان الجو شاعري للغاية |
| Marge'ın ev sahibi ben olsaydım, boruları tamir ederdim ve çiçeklerle duş alırdım ve onu güneydeki denizlere romantik bir kaçışla götürürdüm ve asla geri dönmezdim. | Open Subtitles | لو كانت مارج مستأجرة عندي لأصلحت الانابيب ووضعت ورداً بالحمام ولأخذتها لمكان شاعري كالبحر الجنوبي ولما عدت أبداً |
| romantik kurtadam. sekse vahşice yaklaşıyordu. | Open Subtitles | المستذئب شاعري. على الرغم من أن الجنس كان شرساً للغاية |
| Normal arkadaşım ve ben eğer katılmak isterseniz, romantik olmayan bir kahvaltı yapacaktık. | Open Subtitles | أنا وصديقتي الغير رسمية سنتناول فطور غير شاعري ، أتودين الانضمام إلينا |
| Neden o gömleğini çıkardığında romantik bir yerde olmuyoruz? | Open Subtitles | لم لا نكون أبداً بمكان شاعري حينما ينزع قميصه؟ |
| Ve bizim üst kat kasabadaki romantik yerlerden biri sayılmaz. | Open Subtitles | والطابق العلوي ليس أكثر مكان شاعري في البلدة |
| Ayrıca romantik de olur. Kızlara sürekli çiçek alır. Gout. | Open Subtitles | و مع ذلك فهو شاعري, و دائما ما يشتري الأزهار للفتيات |
| romantik bir yemek ve peşinden müthiş bir sevişme, en edepsizinden. | Open Subtitles | عشاء شاعري يتبعه ممارسة الجنس اللطيف. بالطريقة القذرة. |
| Yediğim en romantik şey. | Open Subtitles | إنها أكثر شيء شاعري أكلته في حياتي. |
| Bu bir hesaplama hatası da olsa sen tanıdığım en romantik robotsun. | Open Subtitles | "بندر"، إما أن ذلك خطأ حاسوبي، أو أنك أكثر روبوت شاعري قابلته في حياتي. |
| Yoksa şairane bir saçmalık mı? | Open Subtitles | أو كان ذلك مجرد كلام شاعري فارغ ؟ |
| Ne kadar şairane. | Open Subtitles | الدموع الحمراء كم أن ذلك شاعري |
| şairane bir konuşma yapıyor öyle değil mi? | Open Subtitles | نعم, إنه بالتأكيد شاعري, أليس كذلك؟ |
| En sevdiğim şair ve insan severden bir alıntı. | Open Subtitles | هذا إقتباس من شاعري المفضّل والشخص الإجتماعي... |
| Snowflakeli sersem. Çok Şiirsel. Bunu sevdim. | Open Subtitles | رقاقة من رقاقة ثلج كم هذا شاعري اعجبني ذلك |
| Çok romantikti. | Open Subtitles | كان الجو شاعري للغاية |
| Eski tarz bir romantiksin değil mi? | Open Subtitles | أنت فعل شاعري بطريقة تقليدية، أليس كذلك ؟ |