| Biraz dinlensen iyi olur Süper Star. Yarın yorucu bir gün olacak. | Open Subtitles | من الأفضل أن تحصل على قليل من الراحه غدا ً يوم شاق |
| Maaşları iyiydi, ama onlarınki zor ve çoğunlukla tehlikeli bir yerde hâlâ izole edilmiş ve zor bir hayat. | TED | كانوا يتلقون رواتب جيدة، و لكن بالنسبة لهم فهي حياة عزلة صعبة داخل عنصر خطير و شاق على الأغلب. |
| Gel, atları eğerleyelim. Önümüzde uzun bir gün var. | Open Subtitles | هيا،يجب علينا سرج الخيول فلدينا يوم ركوب شاق لنا |
| Komiklikleri severim. Bu takım sıkı çalışıyor fakat birazcık ta gülmeli. | Open Subtitles | ذلك الفريق سيحصل على عمل شاق و لكنه ايضا سوف يحصل على المرح |
| Çok Zorlu bir gün geçirdim - Söylesen iyi olacak. | Open Subtitles | لقد كان لديّ يوم شاق جداً كنت يجب أن تخبرني |
| Dürüst bir iş gününden sonra... kıyafetlerimi çıkarmanı iple çekiyorum. | Open Subtitles | حسنًا، أنا أتطلع لإزالتك لها بعد يوم شاق من العمل |
| Hükümetle savaşmak aşırı zordur. | Open Subtitles | أنه لأمر شاق للغاية أن تقفى فى مواجهة حكومة |
| Sahada yoğun bir hafta geçirdim. Çok yoğun. | Open Subtitles | لقد كان أسبوعاً شاق لِلغاية بالملعب هائلاً |
| Ama çok yorucu bir gün oldu ve yarının vaazına daha hazırlanamadım. | Open Subtitles | لقد كان يوما شاق للغاية ولم ابدا الى الان باعداد خطبة الغد |
| İstiyorsan bir iş var. yorucu ama iyi getirir. | Open Subtitles | لدى عمل إذا كنت تريد انه عمل شاق , ولكن الآجر جيد |
| Yorgunsun hayatım. Hepimiz için yorucu bir gündü. | Open Subtitles | أنتِ مرهقة عزيزتي،كان لدينا جميعاً يوم شاق كثيراً |
| Hadi ama, adamım. Bu zor bir iş. Aşağısı sıcak. | Open Subtitles | بحقك يا رجل انه عمل شاق و الجو حار بالاسفل |
| Bulduğum her fırsatta kestiriyordum çünkü gerçekten zor bir işti. | TED | كنتُ أغفو في كل فرصة أحصل عليها لأن العمل كان شاق فعلاً. |
| Fakat yine okul eğitiminde olduğu gibi bu zor bir iş. | TED | ولكن أيضاً كما في المبادرات المدرسية إنه عمل شاق. |
| Ve şuradaki de Brady'nin birahanesi uzun bir "cerrahlık yapma" gününden sonra gevşediğim yer orası. | Open Subtitles | حسنا , تلك حانة براندي التي أستريح بها بعد يوم عمل شاق |
| İşi öğrenmek istiyordum. uzun çalışma saatleri, ağır bir iş ve çekebildiğin kadar kokain. | Open Subtitles | ساعات طويلة وعمل شاق وكل ما تستعمل من كوكائين |
| uzun bir gündü ya da iki. Bunu başka zaman tartışırız. | Open Subtitles | لقد كان يوم شاق جداً سنناقش ذلك فيما بعد |
| İşte sıkı çalışan biri. Taşıdığı o bütün o çağrı cihazlarını gördünüzmü? | Open Subtitles | االان هناك عمل شاق هل رأيت كل البيجر التى معه ؟ |
| Dr.Keller'ın ekibi çok sıkı çalışıyor. | Open Subtitles | حسنا الدكتورة كيلر وفريقها ليدهم عمل شاق |
| Zorlu bir iş günüden sonra bir erkeğin yemeğinin hazır olmasını beklemesi doğru değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا هو المفروض بعد يوم عمل شاق يحبّ الرجل أن يجد غذائه منتظره متى يدخل من الباب؟ |
| Ama bu bildiğin amelelik. Bu iş bize göre değil. | Open Subtitles | ,لكن هذا عمل شاق نحن أكبر من أن نقوم بذلك |
| Öce bize sormalıydın Bart. Düğün işi zordur ve binlerce dolara mal olur! | Open Subtitles | كان عليك أن تسأل أولاً يا (بارت)، الزفاف عمل شاق ويتكلف آلاف الدولارات |
| Manhattan'daki evlerine gittiğini ve tıp fakültesinede... yoğun bir hafta geçirdiğini anlattı. | Open Subtitles | وقد استقلت القطار متجهة إلى شقتهم في مانهاتن بعد اسبوع شاق في معهد الطب |
| çetin bir savaş olacak lakin çocuk felci de zordu. | Open Subtitles | إنها مهمة شاقة، ولكن كان اكتشاف علاج شلل الأطفال شاق أيضًا |
| Korkmana gerek yok tatlım. Kokusunu aldığın şey emek. | Open Subtitles | ،لا تخافي عزيزتي أشتمُ رائحة عمل شاق سيلقى علي فحسب |
| Bu yolu ben seçtim ama asker olmak Çok zor. | Open Subtitles | اخترت هذه الطريق بمحض إرادتي، لكن كوني جنديًا أمر شاق. |
| Yani anneniz size hiç kötü, can sıkıcı bir günün ardından kurabiyeyle süt vermedi mi? | Open Subtitles | أعني، بعد يوم سئ شاق لم تكن تعد لك أمك اللبن مع البسكويت؟ |