| Sizi makyaj odasında izledim, makyözle selfieler çekiyordunuz. Genel olarak herkesle iletişime açıksınız. | TED | س.ب: حسنًا، لقد شاهدتكِ في غرفة الماكياج تأخذين صورًا شخصية مع فنان الماكياج، لقد بديتِ عمومًا متاحة للغاية. |
| Parti'de seni izledim. Ben gözükene kadar harika vakit geçirdin. Neden daha önce ne yaptıysak onu yapmıyoruz? | Open Subtitles | لقد شاهدتكِ في الحفلة، كنتِ تقضين وقتًا رائعًا حتى جئت أنا، لما لا نذهب فحسب لفعل ما كنا نفعله من قبل؟ |
| Geçen birkaç günde seni Francis'in davasına koştururken izledim. | Open Subtitles | في الايام الفائته شاهدتكِ وأنتِ تكافحين من اجل قضية فرانسس |
| Deneme yaparken, kazara benim için, muffin aldığını görmüş olabilirim. | Open Subtitles | الأن ، وفي محاولة القيام بذلك قد أكون شاهدتكِ عن غير قصد تشترين لي فطيرة نخالة القرع الصيفية |
| Silver Vegas'ta beni öptüğünü görmüş. | Open Subtitles | حسنا؟ (سيلفر) شاهدتكِ وأنت تقبليني في "فيغاس"، |
| Ama daha önce sizin ve Müfettişin kömürlükten çıktığını görmüştüm. | Open Subtitles | لقد شاهدتكِ أنتِ والمفتش تخرجان من بيت الفحم في وقت سابق |
| Evet seni Lingnan Üniversitesi Kadın Tiyatro Topluluğunda oynarken görmüştüm. | Open Subtitles | نعم، شاهدتكِ تمثــِّلين. جماعة التمثيل النسائية بجامعة "لينجنـان". |
| Biraz önce 30 dakikalık süre zarfında üç ayrı sohbetten sıyrılıp bayanlar tuvaletine gitmenizi izledim. | Open Subtitles | لقد شاهدتكِ تجرين 3 محادثات في حمام السيّدات في غضون 30 دقيقة. |
| Büyümeni izledim. | Open Subtitles | لقد شاهدتكِ تكبرين |
| Seni olay yerindeyken izledim. | Open Subtitles | لكني شاهدتكِ في مسرح الجريمة |
| Federal savcıya Blake Rickford'un öldüğü gece hakkında yeminli ifade verirken seni izledim. | Open Subtitles | شاهدتكِ تعطين بياناً تحت . القسم لمساعد المدعي العام . (بشأن الّليلة الّتي مات فيها (بلايك ريكفورد |
| Seni yıllar boyunca Andrew'un yanındayken izledim. | Open Subtitles | إسمعي، لقد شاهدتكِ مع (أندرو) لسنوات. |
| Eve, sen öldün. Ölümünü izledim. | Open Subtitles | (إيف)، أنتِ ميّتة، لقد شاهدتكِ تموتين. |
| - Asılmanı izledim. | Open Subtitles | شاهدتكِ تشنقين |
| Silver ikimizi Vegas'ta öpüşürken görmüş. | Open Subtitles | (سيلفر) شاهدتكِ وأنت تقبلينني في "فيغاس" والآن تظن أن هناك |
| Seni çıplak görmüş be. | Open Subtitles | لقد شاهدتكِ وأنتِ عارية. |
| Evet seni Lingnan Üniversitesi Kadın Tiyatro Topluluğunda oynarken görmüştüm. | Open Subtitles | نعم، شاهدتكِ تمثــِّلين. جماعة التمثيل النسائية بجامعة "لينجنـان". |
| Seni, o rock yıldızıyla birlikte limuzinle gelirken görmüştüm. | Open Subtitles | شاهدتكِ تخرجين من سيارة الروك |
| - Sizi Oscar töreninde görmüştüm. | Open Subtitles | شاهدتكِ في حفل الأوسكار |