| Bana bütün gençliğini anlatmıştı. Bir sürü eski dalgası vardı. | Open Subtitles | لقد حكت لي عن شبابها بالكامل, كان لديها الكثير من علاقات الحب |
| Sadece gençliğini yitirmeyi kabullenememiş. | Open Subtitles | إنما لم تقدر على مواجهة فقدان شبابها |
| Benim halam gençliğinde, güçlü günlerinde asla birgün kurban olacağına inanmazdı. | Open Subtitles | ... عمتي في أيام شبابها وقوّتها لم تسقط أبدًا ضحيةً للخرافة |
| Hiç bir şey. Bir hücrede hapsedilip gençliğinin geri kalanını geçirecek olan o. | Open Subtitles | لا شىء , إنها تُريد أن تقضى ما تبقى من شبابها . فى زنزانة مُحكمة |
| Kızın Gençliği ve güzelliği yüzünden seçildiğini de unutma. | Open Subtitles | يجب عليك أن تتذكر، إنهم أختاروا ذلك بسبب شبابها و جمالها. |
| Onu gençken tanıyan insanlar onu çabuk, akıllı ve neşe dolu olduğunu söylediler. | Open Subtitles | الناس الذين عرفوها في شبابها قالوا أنها كانت حيوية و مشرقة ومفعمة بالمرح |
| Demek istediğim, aynı Catherine Deneuve'un gençliğine benziyorsunuz. | Open Subtitles | أعني، أنتِ تشبهين تماماً الممثلة (كاثرين دينف) في شبابها |
| Genç yaşında gurur duyacağı ilk şey olmuştu bu. | Open Subtitles | و هذه المرة الأولى في ريعان شبابها حيث تمسكت بكبريائها. |
| Bir tıp adamı, kraliçeye aşık onun gençliğini geri vermeyle bozmuş, kolay yolu arıyor. | Open Subtitles | رجل طب يعشق الملكة ... َ يندفع لإسترجاع شبابها باحثاً عن طريقه سهله |
| Belli ki, bakirin kullanılmamış cinsel potansiyel kaynağına yakın ısırıyorlar Böylece dişi vampir gençliğini ve güzelliğini tazeleyebiliyor. | Open Subtitles | ...يبدو أنهم يهاجمون المكان القريب في حالة الشخص البتول، من مصدر القوة الجنسية غير المستعملة فهو ما تحتاجه مصاصة الدماء الأنثى لإستعادة شبابها وجمالها |
| - gençliğini mi kıskanıyorsun? | Open Subtitles | هل تحسديها على شبابها ؟ |
| - gençliğini mi kıskanıyorsun? | Open Subtitles | هل تحسديها على شبابها ؟ |
| Annemin yapısında evhamlılık vardır, hatta gençliğinde aktrislik hayali kurduğu bile olmuş. | Open Subtitles | أمي مصابة بالعصبي و خلال شبابها طمحت أن تكون ممثلة |
| Bence gençliğinde çok hayat dolu ve muhteşem bir insandı. | Open Subtitles | أعتقد بأنها محبوبة و كانت محبوبة في شبابها |
| Onun gençliğinde, o, dünyada en fazla fotoğrafı çekilen.... yüzlerden birine sahipti. | Open Subtitles | في شبابها كانت من أجمل الوجوه التي تم تصويرها في العالم |
| Çocukken bana kendi gençliğinin hikâyelerini anlatırdı. | Open Subtitles | لمّا كنت طفلة، كانت تقصّ عليّ روايات شبابها |
| "Ama gençliğinin baharında, kafasında şehit tacı olan... | Open Subtitles | ولكن فتاه نحيلة فى بداية شبابها |
| O şimdi gençliğinin baharında. | Open Subtitles | هى فى قمة شبابها |
| Gençliği ve güzelliği, duruşu ve çekiciliği herkesi büyülemişti. | Open Subtitles | ... شبابها وجمالها ، إتزانها وسحر أخلاقها أسرهم جميعاً |
| Ölüm döşeğinde Gençliği hakkında hayal kuruyor. | Open Subtitles | وهي على فراش الموت، تتخيل أيام شبابها |
| Evet, gençken gittiği bir yer vardı. Orada kendini güvendi hissederdi. | Open Subtitles | نعم، مكان كانت تزوره في شبابها وستشعر بالأمان هناك |
| Onun gençliğine içerliyorum. | Open Subtitles | انا مستاءة من شبابها |
| Gördüğünüz üzere, güneşin hediyesini paylaşmak yerine Gothel Anne denilen bu kadın, yıllarca Genç kalabilmek için o şifalı gücü kendine saklamış. | Open Subtitles | انك تشاهد عدم تقاسم هية الشمس هذه المرأة ، الأم كوثل، لديها قوة الشفاء وتستخدمها للحفاظ على شبابها لمئات السنين |