| Ama deniz kızları ve periler, her türlü doğaüstü varlık var. | Open Subtitles | لكنْ هناك حوريّات بحر و حوريّات و شتّى أنواع الكائنات الغامضة |
| Dünyanın her yerinden bu kürelerin görüntüleri geliyor. | Open Subtitles | إننا نتلقّى صور عن تلك الأجسام الكرويّة من شتّى أنحاء العالم |
| Buradan bir komuta merkezi kurduk. Binanın her yerine adam yerleştirildi. | Open Subtitles | أنشأنا موقع قيادة من الردهة إلى هنا، تمّ نشر ضبّاط شتّى أنحاء البناية |
| Ve işte bu, böcekleri küresel bir güç haline getirir ve Dünya üzerindeki hemen her yaşam alanını istila edebilmelerini sağlar. | Open Subtitles | وذلك يجعل الحشرات قوة عالمية، تُمكنهم من غزو شتّى أرجاء الأرض تقريباً. |
| Gördükleri ve yaptıkları ile ilgili her türlü soruyu soracaklar ona. | Open Subtitles | سيسألونه شتّى أنواع الأسئلة. عن أيّ شيء رآه أو فعله. |
| her türlü hakkın var... sessiz kalabilirsin, avukat hakkın, filan. | Open Subtitles | .. لديك شتّى أنواع الحقوق ، لك الحقُّ أن تبقَ صامتاً . لك الحقُّ أن تعيّن محاميّاً .. |
| Tatlım, bu gemide her şey, herkesi ilgilendirir. | Open Subtitles | عزيزتي، على متن هذه السفينة، شتّى الأمور من شأن الجميع. |
| Kasabanın her tarafında ne yetişiyor, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ما الذي وجدته ينمو في شتّى أنحاء البلدة؟ |
| Çünkü kelepçelerden kurtulabiliyorum ve beni yakalamak için ülkeyi boydan boya dolaşıp her şehri, her oteli aramak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | لأنّي أجيد فكّ الأصفاد وستضطرّين لملاحقتي بكلّ مدينة وفندق في شتّى أرجاء البلاد |
| Burası, her yerden dışlanmış kişilerin toplandığı bir göç noktası. | Open Subtitles | هذه البلاد ملاذ مليء بمنبوذين مِنْ شتّى الأماكن |
| Az durun, hazinelerim... Adanın her yerinde hazinelerim var... Bir de, rom. | Open Subtitles | اسمعوا، لديّ كنز مدفون في شتّى أنحاء الجزيرة ورمّ |
| Babasıyla ilgili her şeyi bilmek istiyordu. | Open Subtitles | وأراد أن يعرف شتّى أمور والده. |
| Dünyanın her yerinden gelen kervanlar var. | Open Subtitles | هنالك قوافل مِنْ شتّى أنحاء العالَم |
| Hayalet programlar ışıkları açar, asansörleri idare eder güvenlik sistemlerinde...her yerde bu programların birçok çeşidi mevcuttur. | Open Subtitles | برامج تدير الأضواء، برامج تدير المصاعد، الأنظمة الأمنيّة... شتّى أنواع البرامج في كلّ مكان! |
| her şeyi denedim. | Open Subtitles | حاولت شتّى الطرق |
| Yanakların her şekilde kızarıyor. Utanınca kızarıyor. | Open Subtitles | "وجنتيكِ تحمّر خجلًا بطرقٍ شتّى" |
| her yerden. | Open Subtitles | مِنْ شتّى الأماكن |
| Waller'ın adamları Hong Kong'un her yerinde bizi arıyor. | Open Subtitles | (والر) لديها رجال في شتّى بقاع (هونج-كونج) يبحثون عنا. |
| Buradaki herkese ve bunu izleyen galaksinin her köşesindeki yurttaşlarıma söz veriyorum ki, bunu yapanlar, adalete teslim edilecek. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،وأعِد كلّ الحاضرين اليوم وكلّ المشاهدين في شتّى أركان المجرّة المترامية، {\fnArabic Typesetting}.أنّهم سيُقدَّمون للعدالة |
| Bu her şeyi değiştirir. | Open Subtitles | هذا يغيّر شتّى الأمور. |