| 180 metre iç taraftaki açıklıkta tüfek yaslanmış bir ağaç var. | Open Subtitles | مائتي ياردة إلى الداخل هناك شجرةٌ واضحة، هناك بندقيّة إلى جانبها |
| İnsanların tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir ağaç, ama birdenbire kesildi. " | Open Subtitles | شجرةٌ تجلب كلّ شيء للناس، لكن من بعدها، تمّ قطعها وتدميرها. |
| Dün bir ağaç düşmüş köprü yıkılmış. Haberlerde gördüm. | Open Subtitles | سقطت شجرةٌ في الأمس، و جسرٌ إنهار، كان هذا على الأخبار. |
| 180 metre uzaklıkta 6 metre bir ağaç yaklaşık 50 santim olacak. | Open Subtitles | شجرةٌ بارتفاع 20 قدم تقع على مسافة 600 متر تُساوي تقريبًا بوصة واحدة. |
| Bir ağaç düşüyor kirpi bir ses çıkarıyor ve bir köpek biraz et yiyor. | Open Subtitles | شجرةٌ تسقط وقُنفذٌ يُصدر حفيفاً وكلبٌ يأكل بعض اللحم |
| Pekala. Söyle bana, Jabe. Senin gibi bir ağaç böyle bir yerde ne arıyor? | Open Subtitles | أخبرينى يا "جيب" ، ماذا تفعل شجرةٌ مثلكِ فى مكان كهذا ؟ |
| Pinokyo'yu yaptığın ağaca benzeyen büyülü bir ağaç var. | Open Subtitles | هنالك شجرةٌ مسحورة، كالتي نحتَّ (بينوكيو) منها. |
| Ölen bir ağaç için neden bir ordu gereksin? | Open Subtitles | -لماذا تتطلّب شجرةٌ سقيمة جيشًا؟ |
| - Diane, o bir ağaç kütüğü. Haydi ama. | Open Subtitles | -دايان) إنّها شجرةٌ مقطوعة، هيّا) |
| - Sihirli bir ağaç. | Open Subtitles | -إنّها شجرةٌ سحرية . |