| Domuz yağı yok, şeker yok. yağ belki haftaya. | Open Subtitles | لا يوجد شحم خنزير و لا سكر والنفط ربما يصل الإسبوع القادم |
| içini olabildiğince B bileşkesiyle doldurun, basit bir fitil yapın, dingil yağı ile örtün. | Open Subtitles | احشوه مع الكثير مثله بالماده وبقدرمايمكنأنيمتلئ قم باعداد دائره كهربيه بسيطه ثم تغطي كل شئ بطبقه شحم من الخارج |
| Burada oldukça makine yağı var gibi. | Open Subtitles | هناك شحم كافي هنا في المشحمة انها للنصف. |
| Neden o acınası yağ tulumundan bu kadar korkuyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنت خائف هكذا من ذلك الحوض المثير للشفقة من شحم الخنزير؟ |
| Kulübün bodrumundaki hidrolik kaldırıcıdan bulaşan gres yağını arıyorduk. | Open Subtitles | كنا نبحث عن شحم من مصعد الضغط من قبو الملهى |
| Bataryalara, motor yağına ve gözlük temizleme mendillerine bakıyorum. | Open Subtitles | أنا أنظر لبطاريات شحم محركات ماسحات نظارة |
| Bugün domuz yağı sürmüş gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنا اعني , اليوم يبدو كأنك قد وضعت بعضا من شحم الخنزير عليه |
| Bir hafta domuz yağı çok kötü diyorlar. Sonraki hafta yeterince alamıyorsunuz diyorlar. | Open Subtitles | فمرةً يكون شحم الخنزير مضراً بالصحة ومرةً ينصحون بالإكثار من استخدامه |
| Un, domuz yağı, su, yumurta, süt... | Open Subtitles | الدقيق، شحم الخنزير والمياه والبيض والحليب |
| Un, domuz yağı, su, yumurta, süt... | Open Subtitles | دقيق ، شحم الخنزير ، والمياه، البيض والحليب |
| Pastırma varsa pastırmanın yağı da var demektir. | Open Subtitles | و حيث يوجد اللحم المشوي يوجد زيت شحم اللحم المشوي |
| Taze doğranmış patatesler domuz yağı ile kızartılır, sonra peynir ve bibere bulanır. | Open Subtitles | البطاطس المقطعة المقلية جيدة في شحم الخنزير , بعد ذلك تغمس في . الجبـن و التشيلي |
| Sıcak günlerde, domuz yağı hala duvarlardan akıyor. | Open Subtitles | في الأيام الحارة، لا يزال يخرج شحم الخنزير من الجدران |
| Domuz yağı 301 derecede parlar. | Open Subtitles | حسناً، شحم الخنزير له نقطة حرق وميضي تبلغ 301 درجة. |
| Affedin, Başmüfettiş, ama kravatınızda bir parça yağ var. | Open Subtitles | يجب أن تغفر لي يا سيدي المفتش و لكن ربطة عنقك عليها بقعة شحم |
| Sadece alnında 20 dolar değerinde yağ olmalı. | Open Subtitles | يجب ان يكون شحم بقيمة 20دولار على وجهه وحده |
| Evet, efendim bu bir yağ kutusu. Kilerden aldım efendim. | Open Subtitles | أجل، سيدي وعاء من شحم الخنزير أخذته لتوِّي من حجرة المؤن |
| - Şu gres pompasını al. | Open Subtitles | -أحضر علبة شحم الاسلحة. |
| Kurbanın saçı su giderine ulaşmış, sonra da oraya tıkanan her şey etin yağına yapışmış ve şeyi eriterek... | Open Subtitles | كتلة شعر الضحية عبرت المجرى إلى المواسير ...قبضة من شحم الضحية دابت |
| Sanki domuz yağıyla beslenmiş gibi şişman ve yağlı. | Open Subtitles | إنه بدين و ضخم كما لو أنه تغذى على شحم الخنزير |
| Bir şey yok domuz yağından başka İsyan ettirir insanı | Open Subtitles | لا يوجد فيها سوى شحم الخنزير هل هذا منفر ؟ |
| Krepin sırrı domuz yağında. | Open Subtitles | السر يكمن في شحم الخنزير |
| Orada Lard Lad'in olması gerekiyordu! | Open Subtitles | من المفترض أن يوجد هنا تمثال فتى شحم الخنزير 45 00: 02: 02,350 |