| Eğer kalp krizine kadar beklersek, bu ülkede her yıl 1.1 milyon insanı kalp hastalığına kurban etmemiz gerekir. | TED | لو إنتظرنا حتى تحدث النوبة القلبية، لضحينا بـ 1.1 مليون شخص كل عام في هذا البلد بسبب مرض القلب. |
| Şu an şu soruyu sormanın vakti: Paramızı her yıl 7 milyon kişinin ölmesine neden olan şirketlere mi yatırıyorlar? | TED | وقد حان الوقت لأن نسألهم: هل يستثمرون أموالنا في الشركات التي تصنع المنتجات التي تقتل سبعة ملايين شخص كل عام؟ |
| Şimşek çarpması her yıl sadece ABD'de 150 ile 300 arası can alıyor. | Open Subtitles | البرق يقتل ما بين 150 الى 300 شخص كل عام في امريكا وحدها |
| Bu sektörün ürünleri her sene yedi milyon insanın ölümüne neden oluyor. | TED | الصناعة التي تصنع منتجات تقتل سبعة ملايين شخص كل عام. |
| Anlaşılan o ki; bu deneyimi her yıl üç milyardan fazla insanla paylaşıyorsunuz. | TED | حسنا، اتضح أنكم تتشاركون تلك التجربة مع أكثر من ثلاث بلايين شخص كل عام. |
| Günümüzde bilgisayar uzmanları her gün milyarlarca insanın göreceği şeyleri kontrol eden programlar kuruyor. | TED | هذه الأيام، علماء الحاسوب يقومون بصياغة البرامج والتي تتحكم بما يستطيع أن يشاهده مليار شخص كل يوم. |
| her yıl, dört-beş milyon insan, dünya çapında hava kirliliğine maruz kalarak ölüyor. | TED | يموت أكثر من أربعة إلى خمسة ملايين شخص كل عام، بسبب التعرض لتلوث الهواء الخارجي حول العالم. |
| Sıtma, dünyada her yıl milyonlarca insanın yakalandığı bir hastalık. | TED | والتي تصيب ما يقارب 2 مليون شخص كل سنة . |
| Herifin biri her 15 dakikada bir gelip kendimi öldürüp öldürmediğimi kontrol ediyor. | Open Subtitles | ويأتى شخص كل 15 دقيقة ليتأكد اننى لم أقتل نفسى |
| O zamandan beri karşımıza çıkan herkes ve her şey bundan bir şekilde etkilendi. Seni anladığımdan emin değilim. | Open Subtitles | تأثر على كل شخص, كل شيء, عنده إتصال بالإحساس |
| her gün birini gördüğünden emin olacağım ama onu kilit altına almam. | Open Subtitles | وسأتأكد أنه سيرى كل شخص . كل يوم، لكنني لن أخفيه |
| Birini her gün görmeye, onunla konuşmaya onlara güvenmeye alışıyorsun ve birden yok oluyorlar. | Open Subtitles | انها ليست نفسها.عليك التعود على رؤية شخص كل يوم والتحدث معهم,والاعتماد عليهم وفجأة لا تجدهم هناك |
| Dur orada. Yani sen her gece başka adamla sevişerek sevgiline ihanet etmediğini mi söylüyorsun. | Open Subtitles | توقفي هنا , أتقولين لي إنك تنامين مع كل شخص كل ليلة بدون خيانة صديقك |
| Orada 200 kişi olmalıydı ve her birinin ayrı bir görevi vardı, ama hepsinin amacı aynıydı. | Open Subtitles | لا بد أنه كان هنالك حوالي الـ 200 شخص كل شخص بوظيفه محددة و لكنهم جميعاً يعملون لشيء واحد |
| her yıl onlarca insan yönlendirilmemiş böbrek bağışları yapıyorlar. | Open Subtitles | الفيّ شخص كل عام يقدمون تبرعات غير مباشرة بالكلية |
| Ben kimseyi aramadım. her şey yolunda, beyler. | Open Subtitles | لم أتصل بأي شخص كل شيء تحت السيطرة، يأولاد. |
| Bildiğim tek şey bunun önlenebilir bir hastalık olduğu ve her yıl yarım milyon kişiyi öldürdüğü. | Open Subtitles | هو أنه مرض قابل للمنع والذي يقتل حوالي نصف مليون شخص كل عام. |
| Biri girdiğinde ve çıktığında her zaman çarpma sesi olur. | Open Subtitles | يضربهُ بعنف شخص كل وقت عندما يجييء أو يذهب |
| her gözünü kapattığında birinin yüzünü görmek nasıldır bilirim. | Open Subtitles | أعرف شعور رؤية وجه شخص كل مرة تغلقين عيّنكِ. |
| Dünyada her sene 70 milyon insan doğuyor. | Open Subtitles | يتم جلب 70 مليون شخص كل عام في هذه الأرض. |