| Senin gibi biri bunu anlamaz zaten. Bunu kimsenin öğrenmesini istemiyorum. | Open Subtitles | شخص مثلك لن يفهم، لا أريد أن يعلم أحداً بهذا الشأن. |
| Kızımın hayatında Senin gibi biri olduğu için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة جدا أن ابنتي لديها شخص مثلك في حياتها |
| Asıl senin gibi biriyle bir ekip olduğum için akıl sağlığımı kontrol ettirmeliydim. | Open Subtitles | بل كان علي تفحص سلامة عقلي باحثاً عن سبب إتحادي مع شخص مثلك |
| Ben gerçekten senin gibi birini memnun etmekten çok mutlu olurum. | Open Subtitles | أنا بالحقيقة بغاية السعادة أنني سأرضي شخص مثلك |
| senin gibi birine çekici geleceğinisanmıyorum. | Open Subtitles | انا فقط لا اعتقد انه سينجذب الى شخص مثلك |
| Ama senin gibi birisi şanlı bir şekilde veda etmeli. | Open Subtitles | لكن شخص مثلك يجب أن يقلع مع المحافظة على أسلوبه |
| ve umarım Senin gibi birinin nasıl farklılık yaratacağını görmüşsündür. | Open Subtitles | وآمل أنك رأيت اليوم الفارق الذي بوسع شخص مثلك صنعه |
| Özellikle Senin gibi biri kendini rahatlıkla öldürtebilirdin. | Open Subtitles | خاصة ان شخص مثلك لم يكم ليقتل نفسه بسهوله |
| Senin gibi biri işleri yoluna koyabilir. | Open Subtitles | شخص مثلك يستطيع ان يفعل اشياء جيدة من اجلى |
| Senin gibi biri hapishanede ne kadar dayanabilir ki? | Open Subtitles | كم تعتقدي المدة التي سُيقضيها شخص مثلك في السجن ؟ |
| Belki Senin gibi biri ile daha önce karşılaşmış olsaydım. | Open Subtitles | ربما لو كنت قابلت شخص مثلك قبل هذا يالك من رجل حزين |
| Daha önce senin gibi biriyle tanışmamıştım. | Open Subtitles | اعتقد انى لم اتقابل مع اى شخص مثلك من قبل. |
| Daha önce senin gibi biriyle tanışmamıştım. | Open Subtitles | اعتقد انى لم اتقابل مع اى شخص مثلك من قبل. |
| Sana gelince Turbo Man senin gibi biriyle emniyet teşkilatında çalışabiliriz. | Open Subtitles | "أما عنك يا "تربومان يمكننا التعاون مع شخص مثلك في الشرطة |
| Halk bunu sevdi. senin gibi birini kullanabiliriz. | Open Subtitles | الحشد أحب هذا ربما نحتاج إلى إستخدام شخص مثلك |
| - ..."iyi ki doğdun" şarkısını söyleyebilir miyiz? - Ve senin gibi birini asla tanımadım. | Open Subtitles | ــ نكتفي بالأغنية فقط ــ لم أري شخص مثلك |
| Ezberledim, senin gibi birini uzak tutabilmek için. | Open Subtitles | حفظت فيه. فقط في حالة شخص مثلك تمكنت من الحصول على هذا بكثير. |
| Şunu söyleyeyim, senin gibi birine sahip olmak benim için bir şans. | Open Subtitles | دعني أخبرك شيئاً أعتقد أنني محظوظة لوجود شخص مثلك, شكرا لك |
| senin gibi birine sahip olduğu için Patrick çok şanslı. | Open Subtitles | عندما نعتقد انه لا توجد اي منها باترك محظوظ جداً ليكون لديه شخص مثلك في حياته |
| senin gibi birisi buralara yapışıp kalmamalı. | Open Subtitles | شخص مثلك يجب ألا يكون عالقا بالحقول هنا الآن |
| Senin gibi birinin beni vurabileceği hiç aklına gelmiyor mu? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد حقاً أن شخص مثلك يمكنه الإمساك بشيء عليّ |
| Ne kadar şanslıymış ki, Sizin gibi biri onunla ilgilenmek istiyor,- | Open Subtitles | إنه محظوظ أن يهتم به شخص مثلك ماذا فعل ؟ |
| Fakat Senin gibi bir adam, bunun gibi büyük bir evle ne yapıyor? | Open Subtitles | لكن ما يفعل شخص مثلك بمنزل كبير كهذا, على أية حال؟ |
| Senin gibi birinden böyle bir ifade asla beklemezdim. | Open Subtitles | لم اتوقع ان احصل على هذه النظرة من شخص مثلك |
| İnsanların eski sevgilimin Senin gibi birisiyle yiyiştiğini düşünmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أحب الناس يفكرون بعشيقي السابق يغازل مع شخص مثلك. |
| Senin gibi birisinin öğrencilerimizle... uygun bir iletişim kurabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أقصد انه شخص مثلك لن يستطيع التواصل مع طلابنا |