| Her şeyleri çok gizli saklıydı. | Open Subtitles | الأمر هو أنهم شديدو التكتم إنها أزمة الأسر الرجعية. |
| Dedektif işte her neyse. çok hassassınız. | Open Subtitles | محقق، أو أياً كان، كم أنتم شديدو الحساسية |
| Ancak, tabii ki, gerçek dünyada insanlar çok farklı. | Open Subtitles | لكن بالطبع الناس شديدو الاختلاف في الحياة الحقيقية |
| - çok televizyon izliyorsun. - İnsanlar çok pasif. | Open Subtitles | أنت تفرطين في مشاهدة التلفاز - الناس شديدو السلبية - |
| Yukaridaki insanlar çok gürültücü. | Open Subtitles | سكان الطابق العلوي شديدو الصخب |
| Foklara karşı çok dikkatliler. | Open Subtitles | إنهم شديدو الحذر عند تعاملهم مع الفقمات |
| Onlar da gerçekten çok ekzotikler. | Open Subtitles | إنهم شديدو الغرابة أيضا |
| Eşim ve ben, doğal olarak çok endişelendik. | Open Subtitles | أنا وزوجتي شديدو القلق بالطبع |
| çok fakirler. | Open Subtitles | إنهم شديدو الفقر |
| Yönetmenler çok varoluşçu. | Open Subtitles | المخرجون شديدو الوجودية |
| Yönetmenler çok varoluşçu. | Open Subtitles | المخرجون شديدو الوجودية |
| Starklar çok dikkatli. | Open Subtitles | آل ستاركس, شديدو الحذر |
| Evet insanlar çok kırılgan. | Open Subtitles | أجل، البشر شديدو الهشاشة |