| İçkini bitirince, onu bize teslim et lütfen. | Open Subtitles | عندما تنتهي من شرابك فإنك ستسلمه.. رجاء. |
| Gördün mü baba? Söylemiştim. Hadi, gel de içkini hazırla. | Open Subtitles | أرأيت يا أبي ، لقد أخبرتك الآن عد و إصنع شرابك |
| İlk içkin bayan ya da gey barmenlerden olur. | Open Subtitles | شرابك الأول في البار مجاناً من الساقية أو من الرجل الشاذ مرةً |
| Çok değerli içki vaktinden çalmıyorum ya? | Open Subtitles | أنا لا أقطع وقت شرابك الثمين .. اليس كذلك؟ |
| Bağışçılardan nefret ederim. Benim evimde düzenlenirse nasıl erkenden ekerim? İçkiniz. | Open Subtitles | لكني أكره جمع التبرعات وكيف يمكنني ان ارحل في وقت مبكر والحفل في بيتي شرابك |
| Bak, kalıp içkini bitirmek konusunda kendi evinmiş gibi davran. | Open Subtitles | أنظر , لا يوجد مشكلة أن تبقى وتنهى شرابك |
| Sadece içkini bitir. Ben eşyalarını getiririm. Tamam mı? | Open Subtitles | إنهى شرابك فحسب سوف أحضر أغراضك , حسناً ؟ |
| O halde bana da ısmarla. Çok düşük. İçkini hazırlayabilir miyim? | Open Subtitles | إذن أشتري لي أنا أيضاً إذن هل يمكنني أن أصنع شرابك بنفسي ؟ |
| İçkini iç, hesabı öde, sonra dışarıda beni bul. | Open Subtitles | تناولي شرابك وقومي بدفع الفاتورة ثم ابحثي عني |
| Bizim işimize burnunu sokmadan içkini iç. İbne! | Open Subtitles | جيد ، تناول شرابك وإبقى أذنيك بعيده أيها الأحمق |
| - Eve kadar eşlik edeyim. - Hayır, hayır. Sen içkini bitir. | Open Subtitles | سأرافقك إلى غاية المنزل أكمل شرابك أنا أسكن بالجوار فقط |
| Son içkin. Sabah erken kalkacaksın. | Open Subtitles | هذا هو شرابك الأخير لديك عمل في الصباح الباكر |
| Döndüğümde gidiyoruz. İçkin bitse de, bitmese de. | Open Subtitles | عندما آتي نحن ذاهبون ولن أهتم إن كنتَ لم تنهي شرابك |
| Hepsi bu Leslie. İçki içip, manzaranın tadını çıkarıp buraya aitmişiz gibi davranacağız. | Open Subtitles | احتسي شرابك و استمتعي بالمنظر تظاهري باننا ننتمي لهذا المكان |
| Kaçmıyordum. Sana içki alacaktım. | Open Subtitles | انا لم اكن اهرب بعيد انا فقط كنت احضر لكى شرابك |
| İşte içkiniz yarbay. | Open Subtitles | ها هو شرابك , كولونيل |
| - İçeceğiniz, efendim. - Sağ ol. | Open Subtitles | هنا شرابك ، يا سيدي ، شكراً لك |
| Lütfen. Hapı isteyerek aldın. Kimse içkine gizlice atmadı. | Open Subtitles | بالله عليكِ، لقد تناوليتها تطوعاً لم يدسها لكِ أحد في شرابك |
| Sabah içkinizi birlikte içmek için size katılmayı çok isterdim ama şartlı tahliye memuruyla olan görüşmeme geciktim. | Open Subtitles | انى احب ان انضم اليكى فى شرابك الصباحى ولكنى متأخر على ميعادى مع رئيس الشرطة |
| - Ne içersin? | Open Subtitles | ما هو شرابك المفضل؟ |
| Yağ Parçalayıcı diyet. 72 saat sadece kızılcık suyu içiyorsun. | Open Subtitles | هو يُدْعَى إحمرار الشاطئِ الجنوبيِ السمينِ، وكل شرابك ستشعر أنه عصير توت برى لمدة 72 ساعة |
| Sen sadece hambugerini ye, içeceğini iç. Biz seni kısa sürede oraya götüreceğiz. | Open Subtitles | كُليّ شطيرتك وإشربي شرابك وسنأخذكِ لهم بالوقت المحدد |
| İçeceğine ekliyor ya da yüzüne üflüyor ve neredeyse hemen etkisini gösteriyor. | Open Subtitles | نعم, انهم يضعوه فى شرابك او ينثروا البودرة فى وجهك و امتصاصه يتم فورا |
| İçeceğinizi tadıyorum, Isis'in kızı eğer zararlı bir şey varsa, o bana gelsin. | Open Subtitles | -انا اتذوق شرابك يا ابنة ايزيس -و اذا كان فيه اى ضرر فليقع كله على |
| Sonda onunla yine karşılaşacaksın. Ayrıca, meyve suyunu da getiriyor. | Open Subtitles | ستقابله مجدداً في النهاية بالأضافه, أنه سيعطيك شرابك |
| Bu kadar bizi zorlayacaksa içkinden bir yudum almak için bir odan var | Open Subtitles | ليس عليكِ الإجابة على هذا. إذا حاول بجد، ولم يكن هناك مجالاً للشك، إحتسي شرابك. |
| İçkilerinizi bitirin. Buradan gidiyoruz. | Open Subtitles | انهي شرابك ، نحن خارجون من هنا |