| Bir tane bile şiir yazmadı 65'ten beri ağzından düşürmese de. | Open Subtitles | إنه لم يكتب شعرًا يستحق الحديث عنه منذ عام 1965 |
| Solmuş ağaçların verdiği zehirli elmalar ile ilgili bir şiir. | Open Subtitles | تقرأ شعرًا عن التفّاح المسموم من الأشجار الميّتة |
| Kafasını toplamak ve uzun zamandır ihmal ettiği şiir kitabı üzerinde çalışmak için Maine'de arkadaşının göl kenarındaki evine gitti. | Open Subtitles | لقد ذهب إلى مركب لصديقه بالبحيرة لينشق بطريقه ويكتب شعرًا الذي أهمله منذ فترة |
| Kızıl saçlı olduğunu nasıl bildiğini söylemek ister misin? | Open Subtitles | أتريد أن تخبرني كيف عرفت أن لديه شعرًا أحمرًا؟ |
| Kızıl saçlı ve büyük burunlu biriydi. | Open Subtitles | كان يملك شعرًا أحمرًا وأنفًا كبيرًا |
| Hem saçları da çok ince ki bu erken menopozun işareti olabilir. | Open Subtitles | أعني، بالإضافة إلى أن لديها شعرًا خفيفًا حقًا، ماقد يكون علامة على سن اليأس المبكر. |
| Tam şiir sayılmaz ama çok benziyor, değil mi? | Open Subtitles | انها ليست شعرًا لكنها تقاربه، ألا تظنين؟ |
| İşin aslı bahçede bir şiir bile buldum. | Open Subtitles | حتى إنني وجدت شعرًا في الساحة. |
| Şimdi anlıyorum: buna eskiden şiir denirdi. | Open Subtitles | الآن أعرف، كان يسمّى شعرًا |
| - Sana bir şiir yazdım. | Open Subtitles | -لقد كتبت شعرًا |
| - Burada şiir okuyorum. | Open Subtitles | -أنا أقرأ شعرًا |
| Mahkemede, "Gür saçlı birisi olabilir." diyor. | Open Subtitles | في المحكمة: كان قد يكون شعرًا منتفّشًا |
| Sürücünün birden gür saçlı olması ne kadar güzel bir tesadüf. | Open Subtitles | أكيد أن السائق كان لديه شعرًا منّفوشًا |
| Siyah saçlı, mavi gözlü avanak bir tip. | Open Subtitles | ...إنه إنه يملك شعرًا داكنًا وعينين زرقاوتين وغريب الأطوار قليلًا |
| Uzun koyu saçlı, uzun boylu? | Open Subtitles | طويلة وتملك شعرًا طويلًا داكنًا |
| Gür saçlı mıydı? | Open Subtitles | أكان شعرًا كبيرًا؟ |
| Ama onun, omuzlarına dökülen uzun saçları vardı. | Open Subtitles | لكنه يملك شعرًا طويلًا حتى كتفيه |
| Onu hiç görmedim ama insanlar diyor ki simsiyah saçları ay gibi beyaz bir teni ve safir gibi gözleri varmış. | Open Subtitles | لم أرَها قطّ، لكن الناس يقولون... إن لديها شعرًا أسودًا مثل الأبنوس، |
| Hatırladığım kadarıyla, bayağı müthiş saçları vardı. | Open Subtitles | نعم, حسب ما أذكر كانت تملك شعرًا مذهل |