| Bu gerçekten iyi bir nokta çünkü şuanda Dudakların masmavi. | Open Subtitles | هذا شئ مستغرب جداً بهذه المرحلة لان شفتاكِ زرقاء حرفياً |
| İnanamıyorum, kirazlardan Dudakların hala kırmızı. | Open Subtitles | لا أصدق أن شفتاكِ مازالت حمراء من تلك الكرزات |
| Kıçın böyle, başın omuz üzeri, Dudakların ateşli olmalı, röntgenci çıkacaktır. | Open Subtitles | المؤخره للخارج, الرأس فوق الكتف وإعصري شفتاكِ وحدقي بعينيك |
| Dudaklar. | Open Subtitles | شفتاكِ. |
| Fakat yavaş konuşursanız, dudağınızı okuyabilir. | Open Subtitles | لكن إذا قرأتي ببطء فيمكنها أن تقرأ شفتاكِ |
| - Dudaklarını özlediğimde ağzıma bir incir koyup seni düşüneceğim. | Open Subtitles | عندما أفتقد شفتاكِ, سأضع تينة في فمي و أفكر بكِ |
| Dudakların kıpırdıyordu. Hiçbir şey söylüyorlardı. | Open Subtitles | شفتاكِ كانتا تتحركان ولكني لم أسمع أي كلام |
| "Dudakların bal kadar tatlı." | Open Subtitles | "شفتاكِ لذيذة كانهما بـ طعم العسل" |
| Dudakların çatlamış. | Open Subtitles | شفتاكِ متشقّقتان |
| Dudakların, tamamen farklılar. | Open Subtitles | الشفاه! شفتاكِ مختلفتان تماماً! |
| Dudakların çok tatlı, ve gözlerin büyüleyici. | Open Subtitles | "شفتاكِ لذيذة وعيناك فاتنة" |
| Dudakların çok tatlı, ve gözlerin büyüleyici. | Open Subtitles | "شفتاكِ لذيذة وعيناك فاتنة" |
| Dudakların soğuk. | Open Subtitles | شفتاكِ باردتان |
| Dudaklar. | Open Subtitles | شفتاكِ. |
| Muhtemelen orada oturup kollarınızı birleştiriyor saçlarınızı kıvırıyor, dudağınızı ısırıyor ve bize inanmak istemiyorsunuz. | Open Subtitles | "متأكدة بأنكِ تجلسين ممسكة بذراعيكِ وتديرين شعركِ وتعضين شفتاكِ وغير راغبة في تصديق هذا" |
| Dudaklarını ağzıma sokman istediğim son şey olabilir. | Open Subtitles | أخر شيء أريده هو شفتاكِ على فمي |