Sana Wale'deki evimi verdim. | Open Subtitles | -!" "أعطيتك شقتي في "فيل"، مكّنتك من السفر بطائرة شركتي الخاصة" |
Sana Wale'deki evimi verdim. | Open Subtitles | لقد وثقت بك وأعطيتك شقتي في "فيل" |
Beni Ethan'ı kilitlemekle suçladığın için mi yoksa gecenin köründe evime geldiğin için mi? | Open Subtitles | لإتهامي بأني منعتك ولوج لــ "إيثان"؟ ، أم لإقتحام شقتي في منتصف الليل؟ |
Beni Ethan'ı kilitlemekle suçladığın için mi yoksa gecenin köründe evime geldiğin için mi? | Open Subtitles | ،لإتهامي بأني منعتك ولوج لــ "إيثان"؟ أم لإقتحام شقتي في منتصف الليل؟ |
Eğer evet derse onun evini satacağız ve Scottsdale'daki daireme taşınacağız. | Open Subtitles | إذا وافقت فسنبيع منزلها وننتقل إلى شقتي في سكوتسديل |
Tam şu an dairemin kapısında onun iki gorili beni bekliyor. | Open Subtitles | حالياً هناك غوريلاتان على باب شقتي في انتظاري |
Yarın daireme dedektif gönderiyorlar. | Open Subtitles | سيرسلون محققا الى شقتي في الغد ؟ |
Evet, geçen gece daireme geldi. | Open Subtitles | نعم، جاءت إلى شقتي في الليلة الماضية |
Bir koruma ile beraber Vladikavkaz'daki daireme girdiğimde silahlı kişiler etrafımızı sardı. | TED | عندما دخلت إلى شقتي في (فلاديكافكاز) برفقة حارس، أحاط بنا عدد من الرجال المسلحين. |
Greenwich Village'daki dairemin yanında küçük hoş bir yer. | Open Subtitles | مكان صغير لطيف بقرب شقتي في قرية "جرينويتش" |
Fiyatı Long Beach'teki dairemin sekiz katı. | Open Subtitles | بثماني أضعاف شقتي في " لونق بيتش " |
Geri kalanınıza gelince, SoHo'daki stüdyo dairemin kirasını ödediğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أما بالنسبة للبقية، شكراً لكم على دفع إيجار شقتي في الطابق الأعلى من بناية (سوهو). |