| Bunu hiç anlamadım, bunu hiç anlamadım çünkü; herkes bilir ki; eğer çiftçilik yapıyorsan, ekinleri Temmuz ve Ağustos'ta ekmezsin. | TED | لم أتمكّن أبدا من فهم ذلك، لأنّه من المنطقيّ إن كنت مزارعا، لا تقوم بزراعة المحاصيل شهر يوليو و أغسطس. |
| Temmuz ayının bir Cuma günü tam bir yılı doldurdum. | TED | وجاءت لحظة فارقة في حياتي مساء جمعة في شهر يوليو. |
| - İIk kez bunu,Temmuz partisi için misafirlerimiz geldiğinde hissetmiştim. | Open Subtitles | ادركت للمرة الأولى في حفلة شهر يوليو لدى ميندي وبرايس |
| İlki temmuzda hazır olacaktı. | Open Subtitles | القنبلة الأولى ستكون جاهزة بحلول شهر يوليو |
| Sonraki istihkak temmuzda olacak. | Open Subtitles | نعم ، ستكون المؤونة القادمة في شهر يوليو |
| Haziran 1915'te Güney Afrika, Almanları köşeye sıkıştırarak teslim olmaya zorladı ve topraklarını ilhak etti. | Open Subtitles | بحلول شهر يوليو عام 1915 كانت جنوب إفريقيا قد حشرت الألمان وأجبرتهم على الاستسلام , وتسليم مستعمرتهم. |
| Hikâyem 4 Temmuz 1992'de, annemin Mısır'dan kalkıp üniversite aşkının peşinden New York'a gelmesiyle başlıyor. | TED | تبدأ قصتي في الرابع من شهر يوليو عام 1992، يوم تبعت أمي حبيبها الجامعي من مصر إلى نيويورك. |
| Her Temmuz, hava sıcaklığı dayanılmaz olduğunda kadınlarını ve çocuklarını uzağa gönderirlerdi. | Open Subtitles | في شهر يوليو ، عندما تصبح حرارة الجزيرة لا تطاق فإنهم يرسلون زوجاتهم و أبناءهم للتصييف |
| Parlak bir Temmuz akşamında tatilciler güzel günlerin umursamazlığıyla plajda eğlenirken Paris'te sıcaktan bunalmış gezginler havai fişeklerin izlerine gözlerini dikmişlerdi. | Open Subtitles | مساء الخير في صباح مشرق متلألأ من شهر يوليو بينما الحشود تقضي العطلة على الشواطئ وتستمتع باشراقة الشمس الجديدة |
| Parlak bir Temmuz akşamında tatilciler güzel günlerin umursamazlığıyla plajda eğlenirken Paris'te sıcaktan bunalmış gezginler havai fişeklerin izlerine gözlerini dikmişlerdi. | Open Subtitles | مساء الخير في صباح مشرق متلألأ من شهر يوليو بينما الحشود تقضي العطلة على الشواطئ وتستمتع باشراقة الشمس الجديدة |
| "2 Temmuz 1947 gecesi, Roswell üzerinden temizlediğimiz durumlar, New Mexico..." | Open Subtitles | في ليله اليوم الثاني من شهر يوليو عام 1947 كنا قريبن من روسويل ، نيومكسكو |
| Temmuz'da dört haftasını Vegas'ta geçirmeyi kim ister söyler misin? | Open Subtitles | من الذي يريد ان يقضي اربعة اسابيع في فيقاس في شهر يوليو |
| Eğer 40 yaş genç olsaydım, Onu önümüzdeki Temmuz'a kadar düdüklerdim. | Open Subtitles | لوكنتأصغربأربعينسنة لكنت صديقها حتى شهر يوليو القادم |
| Temmuz'da Harper's Bazaar'da daha prestijli olmamızı sağlar. | Open Subtitles | أحد الأندية وعد أنه سيعطينا عمل في شهر يوليو |
| -İlk kez bunu,Temmuz partisi için misafirlerimiz geldiğinde hissetmiştim. | Open Subtitles | ادركت للمرة الأولى في حفلة شهر يوليو لدى ميندي وبرايس |
| Geçen temmuzda bir günde buraya 35 havan topu atışı yapıldı. | Open Subtitles | تمّ إطلاق 35 قذيفة هاون في المنطقة الدولية خلال يوم واحد في شهر يوليو الماضي. |
| Sonraki istihkak temmuzda olacak. | Open Subtitles | نعم ، ستكون المؤونة القادمة في شهر يوليو |
| Ama büyük ihtimalle yanılmıyorumdur. En son yanılışım Haziran 1987'ydi. | Open Subtitles | لكنني في الغالب لست مخطئاً آخر مره أخطأت فيها كانت في شهر يوليو عام 1987 |
| 69-69. Haziran'ın 9'u, 1969, bizimkilerin evlenme tarihi. | Open Subtitles | الـتاسع من شهر يوليو عام 1969 السنه التي والدي تزوجوا فيها |
| Temmuzun ortasında sahilde olmayı sevdiğin gibi. | Open Subtitles | الطريقة التي تحبين على الشاطئ في منتصف شهر يوليو |
| Seninle birlikte gelmeyi çok isterdim fakat haziranda düğünler hat safhada! | Open Subtitles | كم أود المجيء معك لكن شهر يوليو مليء بالزواجات |
| Suç Bastırma Biriminden 20 memur Temmuzdan beri kuzey ucunda kol geziyor. | Open Subtitles | وحدة إخماد الجريمة لديها 20 ضابط يجولون في الطرف الشمالي منذ شهر يوليو حسناً , هل هو في الأعلى ؟ |