| Beklenmeyen tanıklar veya acıklı itiraflar olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك شهودٌ مفاجئين أو إعترافات باكية |
| tanıklar barış elçileri cinayetinden sonra mavi bir karavanın olay yerinden ayrıldığını görmüş. | Open Subtitles | شهودٌ على جرائمِ مركزِ سفير السلام شاهدو سيّارةً زرقاء تغادر المكان. |
| O anda bodrumu arıyormuş, ama tanıklar varmış. | Open Subtitles | لقد كانَ يبحثُ في القبوِ حينها ولكن هنالكَـ شهودٌ |
| Burada tanıklar var. Çocukların var. Ray, Ray, Ray! | Open Subtitles | هنالك شهودٌ هنا، أطفالك |
| O.J. Simpson'u temize çıkaracak tanıklar. | Open Subtitles | (شهودٌ سيبرئون (أو جي سيمبسون. |