| Açıkçası orada helak olan Kroloteanslar bunun hakkında bir şey bilmiyordu. | Open Subtitles | من الواضح الكرولوتينز الذين ماتو هناك لم يعرفوا أي شيء حولها |
| Yakın zamanda geliştirdiğim bir numara var, tamamen bununla ilgili, bir an. Ve bir yaratıcı sanatçı olarak yaptığım şey hareket eden nesnelerin sözcüklerini veya dillerini geliştiririm. | TED | هناك قطعة طورتها مؤخراً , وكان كل شيء حولها لـ لحظة. ومافعلته كـ فنان مبدع هو اني طورت مفردات ولغات حركة الاجسام |
| Hakkında hiçbir şey bilmediğin şeyler hakkında seninle konuşmaktan sıkıldığım gibi. | Open Subtitles | تماماً كما سأمت من حدبثك عن أمور . لا تعرفين أي شيء حولها |
| Ancak etrafınıza bakarsanız -- ve her tarafta örnekleri var -- Doğa Ana her şeyi bu şekilde inşa ediyor. | TED | لكن لو إذا نظرتم حولكم فهناك أمثلة كثيرة في كل مكان الأم الطبيعة تبني أي شيء حولها بهذه الطريقة. |
| Bir hatun benim erkeğime asılsaydı onun hakkında her şeyi öğrenirdim: | Open Subtitles | إذا إكتشفتُ بَعْض الفتاة الجميلةِ كَانَ بعد رجلِي، أنا يَجِبُ أَنْ أَعْرفَ كُلّ شيء حولها: |
| Mesela, silahlı her şeyi evde yasaklaması gibi ama onlarla ilgili her şeyi biliyordu. | Open Subtitles | مثلًا: كيف منعت المسدسات في المنزل في حين أنها كانت تعرف كل شيء حولها |
| - Hiçbir şey göremiyorum. Ne oldu böyle? - Aman Tanrım! | Open Subtitles | هذه ليست الإشارة - إنها فقط تلطخ كل شيء حولها - |
| Onu siyah beyaz yap, diğer her şey renkli olsun. | Open Subtitles | ,اجعلها بالأسود والأبيض وكل شيء حولها ملون |
| Seramiğin elleri ısıtışında öyle bir şey var ki... | Open Subtitles | هناك شيء حولها يجعل السيراميك يدفئ يديكَ... |
| Nasıl söyleyeyim, anlatmak istediği bir şey vardı. | Open Subtitles | كان هناك فقط، كان هناك شيء حولها. |
| Onda bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء حولها. شيء مختلف. |
| Ben orada onun hakkında hiç bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف هناك شيء حولها |
| Etrafında kilometrece hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يُوجد شيء حولها لأميال. |
| Buradaki küçük dostum bu konu hakkındaki her şeyi anlatmak istiyor. | Open Subtitles | وصديقي الصغير هنا يُريد أن يُخبركمب كل شيء حولها |
| Kurşun yarasını saklamanın en iyi yolu etrafındaki her şeyi kesmektir. | Open Subtitles | لا توجد طريقة أفضل لإخفاء جرح رصاصة من قطع كلّ شيء حولها. |
| Etrafındaki her şeyi yemeye başlar ve daha da büyür. | Open Subtitles | تبدأ بإلتهام كل شيء حولها وتزداد حجماً |
| Bence kültürünüzün her şeyi süper. | Open Subtitles | حسنا , أعتقد كل شيء حولها أفضل |
| Malaleuca her şeyi emiyor. | Open Subtitles | مصّات كُلّ شيء حولها. |
| Malaleuca her şeyi emiyor. | Open Subtitles | مصّات كُلّ شيء حولها. |
| - Adam bize her şeyi anlattı. | Open Subtitles | لقد بكل شيء حولها. |