"شيء عنه" - Translation from Arabic to Turkish

• hakkında hiçbir şey
• ilgili bir şey
• onun hakkındaki
• hakkında zerre bir şey

Ama bu adam hakkında hiçbir şey bilmiyorsun- -adam olup olmadığını bile.
لكنك لا تعرفين أي شيء عنه . أو حتى إذا كان هو

Aşk şarkıları yani hakkında hiçbir şey bilmediği bir konu.
أغاني عن الحب وشيء بالتأكيد لا يعرف شيء عنه

Sen... bana onunla ilgili bir şey bulmaya çalıştığını söylemiştin değil mi?
أنت ... أخبرتني أنك ستحاول إيجاد أي شيء عنه أليس كذلك ؟

O zamandan beri bununla ilgili bir şey söyledi mi?
هل قال أي شيء عنه منذ ذلك الوقت؟

Tony evrak izi süreceksin. onun hakkındaki her şeyi bilmeliyim.
أنت جد جميع ملفاته أريد أن أعرف كل شيء عنه

O yüzden onun hakkındaki her şeyi bilmeliyim. Üzerinde çalışıyorum da.
‫فيجب أن أعرف كل شيء عنه ‫وأنا أعمل على تحقيق هذا

Onun hakkında zerre bir şey bilen yok.
لا أحد يعلم أي شيء عنه

Onu görmek istemediğimi hakkında hiçbir şey bilmek istemediğimi ya da onla hiçbir alakam olmadığını biliyor.
هو يعلم أني لا أريد أن آراه أني لا أريد أن أعرف أي شيء عنه أو لا أملك أي شيء لأعمل معه

Başlarsan, hakkında hiçbir şey bilmek istemiyorum.
حسناً, غن فعلت ذلك لا أريد ان اعلم اي شيء عنه

Kadın onun hakkında hiçbir şey bilmezken, haydut onun hakkında her şeyi biliyordu.
إنها لا تعرف أي شيء عنه ولكنه كان يعرف كل شيء عنها

Ama nasıl? Daha adamın adını bile bilmiyoruz. - hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
ولكن كيف، نحن لا نعرف أسمه نحن لا نعرف شيء عنه

Biz burada kim kimin tarafında diye tartışırken hepimizden daha korkunç daha güçlü ve daha hızlı bir şey ortaya çıkıp insanları öldürüyor ve biz onun hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
بينما نحن هنا نتجادل ، عن من بجانب من هناك شيء مخيف واسرع من أي منا ، وإنه يقتل الناس ولا نعرف أي شيء عنه

Neden hakkında hiçbir şey bilmediğin bir sembolün dövmesini yaptırdın?
لمذا تحصل على هذا لوشم و أنت لا تعرف شيء عنه ؟

Onunla ilgili bir şey yok.
لا يوجد شيء عنه.

- Onunla ilgili bir şey var mı?
هل ترين أي شيء عنه ؟

Younger ile konuştun demek. Onunla ilgili bir şey öğrendin mi?
تحدثتي مع ( ينجر ) هل عرفتي شيء عنه ؟

onun hakkındaki her şey giysileri, pantolonundaki yamaları elleri, yaralanıp asitle yakılmış.
كل شيء عنه سواءً ملابسه أو الرقع الموجودة على بنطاله يديه وحروق حمض الأسيد كلها أمورٌ تدل على مهنته

Onun babam olduğunu öğrendiğim zaman onun hakkındaki yazıları okudum.
عندما اكتشفت أنه أبي قرأت كل شيء عنه

- Adını ve onun hakkındaki her şeyi istiyorum.
- أريد اسمه، أريد إلى إعرف كلّ شيء عنه.