| Yemen veya içmen için bir şey veren oldu mu? | Open Subtitles | هل أعطاكِ أحدهم أي شيء كي تأكليه أو تشربه الليلة؟ |
| - Söyleyecek bir şey yok. Büyüklüğün bende kalmasından başka. | Open Subtitles | لايوجد شيء كي تقوله إلا ان تقول أني الرجل الأكبر |
| Affedecek bir şey yok, Sydney. bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء كي اسامحك عليه لا شيء على الأطلاق |
| Suyu var. Mükemmel olmak için her şeyi var. | TED | فيها الماء؛ إن فيها كل شيء كي تكون مكاناً مثالياً. |
| Kimseye verecek bir şeyim yoktu ve hiçkimsenin de bana verecek bir şeyi yoktu. | TED | لم يكن لدي شيء لأقدمه ولم يكن لأحد أي شيء كي يقدمه لي |
| Neler olduğunu anlamak için hiçbir şey bilmen gerekmiyor. | Open Subtitles | لا تحتاج إلى معرفة أي شيء كي تستنتج المرض |
| Pekala, eğer gecenin bir yarısında, endişe etmemi gerektirecek bir şey olmadığını söylemek için beni uyandırman gerekiyorsa, ...endişe etmemi gerektirecek bir şeyler olduğu izlenimi veriyor bana. | Open Subtitles | اذا كان يجب عليك ان توقظيني في منتصف الليل كي تخبريني انه لا يوجد شيء كي اقلق منه, هذا يجعلني افكر بان هناك شيءٌ كي اقلق منه |
| Annenin seninle gurur duyması için bir şey kazanmana gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليك أن تربحي أي شيء كي تفتخر بك أمك. |
| Sana bir şey söylemeliyim, ve bu hiç de kolay olmayacak. | Open Subtitles | لدي شيء كي اخبرك به ولن يكون سهلاً عليك سماعه |
| Sıkıldık ve sadece yapacak bir şey aradık. | Open Subtitles | أظن بأننا كنّا نشعر بالملل نبحث عن شيء كي نفعله |
| Onlar gittiklerinde senden bir şey yapmanı isteyeceğim. | Open Subtitles | بمجرد رحيلهم أود أن أطلب منك شيء كي تفعليه |
| Sakınma emirini reddedeceğim çünkü ortada sakınacak bir şey yok. | Open Subtitles | سوف أرفض أمر الاحتفاظ بالأدلة لأنه لا يوجد شيء كي يُحفظ |
| Ya onlara fikirlerini değiştirecek bir şey sunarsak. | Open Subtitles | إلا إذ كان لدينا شيء كي نقدمه لهم قد يغير تفكيرهم عنا |
| İnsanlar evlenirler. Bunda utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء كي تكون خجول بشأن. |
| Hepinizi bir araya getirecek bir şey söylemeliydim. | Open Subtitles | كان لا بدّ أن أقول شيء كي إجمعكم سويّة. |
| Bir araya geldiğimizde de benden uzaklaşmak için her şeyi yapıyorsun. | Open Subtitles | وكما يبدوا كلما كنا معاً أنت تفعل كل شيء كي تهرب مني |
| Demek istediğim o çok tatlı biri ve ailesine yakın olmak için her şeyi yapar. | Open Subtitles | و أعلم بأنه سيفعل أي شيء كي يقون مقربا لعائلتك أخبرك بأني أدخن أليس كذلك؟ |
| Hiçbir eşleşme yok. Bu adam gizli kalmak için her şeyi yapıyor. Bir araba almak için doğru bilgiler vermesi... mümkün değil. | Open Subtitles | هذا الشخص يفعل كل شيء كي يبقى بعيد عن الأنظار مستحيل أن يمليء تقرير رصيد لشراء سيارة |
| Ve sonunda ondan kurtulduğumda onun peşinden gitmek için hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | وعندما تخلصت منه أخيراً، لم أفعل شيء كي أطارده |
| Yaşadığımız onca şeyden sonra bana söylemek istediğin hiçbir şey yok mu gerçekten? | Open Subtitles | بعد كل ما حدث أحقاً ليس لديك أي شيء كي تخبرني به؟ |
| Çünkü uğruna yaşanacak hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | لأنه لم يتبقي شيء .كي أعيش من أجله |