| Babanın öncülüğündeki uyuşturucu etkisinde gizemli uyanışlar kolayca unutabileceğin bir şey değildir. | Open Subtitles | تعاطي مخدّرات ويقظة روحية مع أبيك، شيء لا يمكن أن تنساه. |
| Gerçek, saklanabilecek ya da inkâr edilebilecek bir şey değildir. | Open Subtitles | كانت الحقيقة شيء لا يمكن إنكاره أو إخفاؤه. |
| Rüya yoksunluğu, dalga geçilecek bir şey değildir. | Open Subtitles | حرمان الحلم شيء لا يمكن العبث به |
| Ama eski dünyadan kalma bir viskinin çözemeyeceği bir şey değil. | Open Subtitles | ولكنه لا يوجد شيء لا يمكن .إصلاحه بزجاجة عتيقة من الخمر |
| Sona erecek bir şey değil. İşe yaramaz. | Open Subtitles | ،إنه شيء لا يمكن أن يستمر لا يمكن أن يدوم |
| Altın Kızlar'ın 23 harika dakikada halledemeyeceği bir şey değil. | Open Subtitles | لا شيء لا يمكن للفتيات الذهبيات الا يعالجوه في 23 دقيقة مضحكة |
| İnsan bilinci, yükleme yapılabilir bir şey değildir. | Open Subtitles | وعي الإنسان شيء لا يمكن تحميله على جهاز |
| Belki affedilmeyecek bir şey değildir. | Open Subtitles | ربما هو شيء لا يمكن غفرانه. |
| - Yüzde 50'lerde. Yüzde 40'larda. Müthiş bir savaşın düzeltemeyeceği bir şey değil, değil mi? | Open Subtitles | في الخمسين لا شيء لا يمكن لحرب صغيرة أن تصلحه |
| Ama temizlenemeyecek bir şey değil. | Open Subtitles | و لكن أنظري لا يوجد شيء لا يمكن لخرطوم المياه إصلاحه |
| Sizin, Bay Wazowski, eksikliğiniz öğretilebilecek bir şey değil. | Open Subtitles | و سيد وازاوسكي ، ما ينقصك شيء لا يمكن أن تدرسه |
| Yara bandı ve çizgi filmin iyileştiremeyeceği türden bir şey değil. | Open Subtitles | لا شيء لا يمكن لضمادة وبعض الكرتون علاجه |
| Kobra ekibinin halledemeyeceği bir şey değil. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لا يمكن لفريق كوبرا توليه ي اخي الكبير |