| Ancak tikleri nasıl deneyimlediğime dair komik bir şey var. | TED | ولكن هناك شيء مضحك عن كيف أعاني من التشنجات اللاإرادية. |
| Burada kramplarımla ilgili komik bir şey yok ayda 3 gün yataktan çıkamıyorum | Open Subtitles | لا شيء مضحك حول حيضي أنا أرقد في السرير 3 أيام كل شهر |
| Düşünürseniz kader komik birşey. Herşey domino taşları gibi nasıl[br]birbirlerin bağlı. Bir adamın yaşamı başkalarının hayatı[br]üzerinde ne kadar alakasız olsalar da nasıl bu kadar güçlü bir etkisi olabilir. | Open Subtitles | و اكتب الفصل الاخير شيء مضحك عندما تفكر فيه كل شيء مربوط مثل لعبة الدومنا |
| Bugün duyduğum komik birşey aklıma geldi.. | Open Subtitles | أنا أفكر بشأن . شيء مضحك سمعته اليوم |
| Komik olan... o günden sonra hiç kabus görmemem. | Open Subtitles | إنه شيء مضحك أنا لم أعاني من كابوس آخر منذ ذلك اليوم |
| Fark ettim ki... komik şey. -Benzininiz yok. | Open Subtitles | الذي أدرك شيء مضحك يعال لن يحصل على أي الغاز |
| Birine hayatını borçlu olmak garip bir duygu. | Open Subtitles | هل تعلم أنه شيء مضحك أن تكون مديناً بحياتك لشخص |
| Çıkarıldığından dolayı öldüğünü söylemek kulağa Tuhaf geliyor ama doğru. | Open Subtitles | يُقال أنها توفت من أنتزاع الملكية أنه شيء مضحك ولكن حقيقي |
| İsim Komik mi geldi? | Open Subtitles | شيء مضحك حول الاسم؟ |
| Komik bişey yok burda Ben size karşı | Open Subtitles | لا يوجد شيء مضحك حيال هذا الموقف |
| Gülünecek bir yanı yok onların | Open Subtitles | لا شيء مضحك فيهم |
| Çok şaşkındım, komik bir yanı yoktu ki. | TED | كنت مرتبكةً للغاية، لأنه لم يكن هناك شيء مضحك في الأمر. |
| Doktoramın yaklaşık üçüncü yılında, ofise giderken komik bir şey oldu, ki bu hayatımı değiştiren bir olaydı. | TED | حسنا, حوالي ٣ سنوات في طور شهادتي شيء مضحك حصل لي في طريقي للمكتب والذي غير مجرى حياتي تماما |
| Bizim ile paylaşabileceğiniz komik bir şey mi var? | Open Subtitles | هل هناك شيء مضحك يمكنك ان تشاركينا فيه يا آنسة؟ كلا .. |
| Tatlım, bugün ofiste komik birşey oldu. | Open Subtitles | عزيزي، حصل شيء مضحك في المكتب اليوم |
| Fakat komik birşey oldu. | Open Subtitles | لكن شيء مضحك يحدث |
| Hadi, Lisa. komik birşey söyle. | Open Subtitles | هيّا قولي شيء مضحك |
| Senin Komik olan yanın, Dom buraya ilk geldiğinde tam bir aptal gibi giyiniyordun. | Open Subtitles | شيء مضحك حولك دوم انه عندما اتيت هنا اول مرة كنت ترتدي لباسا غبيا |
| Komik olan şu ki; hayatına son verecek olan kişi ben değilim, öyle değil mi? | Open Subtitles | و هو شيء مضحك لأنّي لست من سينهي به الأمر بقتلك، أليس كذلك؟ |
| O gün Komik olan bir şey yoktu. | TED | لم يكن هناك أي شيء مضحك في ذلك اليوم. |
| Artie, bunun dünyadaki en komik şey olduğunu düşündü ve herkese yaydı. | Open Subtitles | ?"? آرتي" ظنّه اكثر شيء مضحك في العالم وأخبر الجميع، أصبحت أضحوكة في الدائرة |
| Sence de garip bir şeyler dönmüyor mu? | Open Subtitles | انتظر هل تظن أن هناك شيء مضحك يدور حول ذلك ؟ |
| İşin Tuhaf yanı ise, bazen eve erken gelirdi ve ben uyuyormuş gibi yapardım. | Open Subtitles | شيء مضحك أحيانا كانت تعود الى البيت مبكرا و قد أدّعي أننى نائم |
| - Komik mi? | Open Subtitles | هناك شيء مضحك ؟ |
| Gülünecek bir yanı yok onların | Open Subtitles | لا شيء مضحك فيهم |