| Çevresel sesleri silip altında işe yarar bir şey var mı diye bak. | Open Subtitles | أخرجنــا الأصوات الغير معروفــة ولنرى إن كان يــوجــد شيء مفيد إتصــل بي عنــدما تجد شيئــاً |
| Drewett'in cep telefonundan işe yarar bir şey çıktı mı? | Open Subtitles | أي شيء مفيد على هاتف " دريويت " الخلوي ؟ |
| İşe yarar bir şey yok. Sadece çevrimiçi oyunlar için kullanmış. | Open Subtitles | لا شيء مفيد , فقط يستخدمها للألعاب العالمية |
| Eğer yararlı bir şeyler yazmak istiyorsanız güncel seks suçluları şifrelerine bakın. | Open Subtitles | إذا كنتم تريدون أن تكتبوا عن شيء مفيد تفحصوا لشفرات المجرمين في الجنس الحالي |
| Evet, ellerini indirip yararlı bir şeyler yap. | Open Subtitles | نعم, أيمكن أن تمد يدك الغبية وتعمل شيء مفيد |
| Ben de uyuyamadım, o yüzden faydalı bir şey yapmamın daha iyi olacağına karar verdim. | Open Subtitles | لا استطيع أن انام ، لذا قررت من الأفضل لي أن اعمل شيء مفيد |
| Oh, okul gezisinden gerçekten birşeyler öğrenmişsin. | Open Subtitles | يبدو أنك تعلمت شيء مفيد من رحلتك المدرسية |
| Merak ettiğimiz konu şuydu: Metabolizma esnekliğini bu şekilde kontrol edebilmeyi işe yarar bir hale getirebilir miydik? | TED | وبهذا تساءلنا: هل يمكننا أن نفعل أي شيء مفيد بهذه الإمكانية حتى نتحكم في المرونة الأيضية؟ |
| Her neyse, federalleri kontrol ettim, ama işe yarar bir şey bilmiyorlar. | Open Subtitles | على أي حال, لقد تفقدت مع المباحث الفيدرالية لكنهم لم يعلموا أي شيء مفيد |
| Dr. Hunter'ın laboratuvarında işe yarar bir şey buldunuz mu? | Open Subtitles | العثور على أي شيء مفيد في مختبر الدكتور هنتر؟ |
| Ben burada kalıp polis ihbar hattında işe yarar bir şey bulmaya çalışacağım. | Open Subtitles | سأمكث هنا وأبحث عن شيء مفيد في خطّ التغذية المعلوماتية. |
| Adlîdekiler işe yarar bir şey bulamamış. | Open Subtitles | فريق الطب الشرعي لم يجد شيء مفيد |
| İşe yarar bir şey var mı bak. | Open Subtitles | انظر إذا كان هناك أي شيء مفيد بهم. |
| - Çek bir kutu. - İşe yarar bir şey geldi mi? | Open Subtitles | إسحب صندوق - هل وجدت أي شيء مفيد حتى الآن؟ |
| Yarından itibaren bu komisyon daha yararlı bir şeyler için yeniden hizmete sokulacak. | Open Subtitles | بدءا من الغد سيتم تحويل وكالة الفضاء الى شيء مفيد للمجتمع |
| yararlı bir şeyler. Bir şey inşa etmelerini ya da bir şey yapmalarını. | Open Subtitles | لا أعلم, شيء مفيد أريدها أن تبني شيء أو تصنع شيء |
| Shawna, yararlı bir şeyler yap. Kıs gaganı! | Open Subtitles | افعلي شيء مفيد يا شونا اغلقي فمك |
| Belki o bana yararlı bir şeyler anlatabilir. | Open Subtitles | ربما تخبرني عن شيء مفيد |
| Bununla ilgili söyleyebileceğiniz faydalı bir şey var mı? | Open Subtitles | والآن، إن كان لديك شيء مفيد لتخبرنا عنه؟ |
| Acaba hiç insanlığa faydalı bir şey yapmayı düşündünüz mü? | Open Subtitles | ألم تضع بحسبانك محاولة عمل شيء مفيد ؟ |
| Bu öfkeyi daha faydalı bir şey için kullanacağım. | Open Subtitles | أتعلم, سوف أحول هذا الغضب إلى شيء مفيد |
| Eminim o parayla yapacak birşeyler bulabilirsin. | Open Subtitles | أنا واثق بأنك ستعثر على شيء مفيد لتفعله بالنقود |
| Neden bu akşam hoş birşeyler yapmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تفعل شيء مفيد الليلة؟ |
| Bu senin iyiliğin için. İşe yarar bir şeyler öğren diye. | Open Subtitles | هذا كان من مصلحتكِ، يجب عليكِ تعلم شيء مفيد. |