| Vücudun kalbi reddetmeye başlarsa Yapabileceğimiz bir şey kalmaz. | Open Subtitles | لو حصلت على أي التهاب أو تراجع حالة فلا شيء يمكننا فعله |
| Ne diyorsun, Yapabileceğimiz bir şey yok mu? | Open Subtitles | ماذا تَقُولُ، ليس هناك شيء يمكننا فعله ؟ |
| Çünkü çünkü o zaman Yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | .. لأنه لأنه عندئذ .. ليس هناك شيء يمكننا فعله |
| Hastenedeki gönüllü vaizlerden biriyim, o yüzden gelip sizi görmek ve senin ve ailen için Yapabileceğimiz birşey var mı diye bakmaya geldik. | Open Subtitles | أنا أحد رجال الدين المتطوعين في المشفى لذا أردنا فقط المجيء لرؤية إن كان هناك أي شيء يمكننا فعله لكم ولعائلتكم |
| Ve bunu değiştirmek için Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | و ليس هناك أي شيء يمكننا فعله لتغيير ذلك |
| Birlikte Yapabileceğimiz bir şey. Biraz aşırı bir şey ama ihtiyacımız olan bu olabilir diye düşündüm. - Tamam. | Open Subtitles | شيء يمكننا فعله سوياً , انه شيء مبالغ به |
| Hanımefendi 48 saat geçmeden Yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | حسناً، سيدتي ليس هناك شيء يمكننا فعله حتى مضي 48 ساعة |
| Bak, Yapabileceğimiz bir şey yok. Gidip bizimkilere anlatalım. | Open Subtitles | انظري، ليس هنالك شيء يمكننا فعله دعينا نذهب نخبر أبي و أمي |
| - ...Yapabileceğimiz bir şey varsa lütfen söylemekten çekinmeyin. | Open Subtitles | لو كان هناك شيء يمكننا فعله لجعل غرفتكم طبيعية لا تخافوا من الطلب |
| Görevlerimizi yerine getirmek dışında Yapabileceğimiz bir şey olmadığından bön bön bakmayı kesip işlerinizin başına dönün! | Open Subtitles | وليس ثمة شيء يمكننا فعله سوى أن نؤدي عملنا لذا كفوا عن التحديق ببلاهة وواصلوا عملكم |
| Yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | آسفة يا عزيزتي، لا يوجد شيء يمكننا فعله. |
| Bu mekanı yeniden açmak için Yapabileceğimiz bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي شيء يمكننا فعله لكي نعيد فتح هذا المكان ؟ |
| Askerler onu götürürken Yapabileceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | بمجرد أن أخذه الجنود، فلم يوجد شيء يمكننا فعله لمساعدته |
| Öncelikle sizin için Yapabileceğimiz bir şey var mı? | Open Subtitles | آه , هل يوجد أيَّ شيء يمكننا فعله لك في البداية ؟ |
| Beraber Yapabileceğimiz bir şey olduğunu düşündüm. Neden olmasın? | Open Subtitles | ولدقيقة ظننت أنه شيء يمكننا فعله سوياً، ولمَ لا؟ |
| Bu elbiselerimiz üstümüzdeyken birlikte Yapabileceğimiz bir şey. | Open Subtitles | إنّه شيء يمكننا فعله معاً ونحن مرتديان ملابسنا. |
| İşe yaramaz. Yapabileceğimiz birşey yok. | Open Subtitles | هذا لن يفيد، لا يوجد شيء يمكننا فعله |
| Bu konu da da Yapabileceğimiz birşey yok. Lucinda? | Open Subtitles | و لا شيء يمكننا فعله حيال ذلك أيضاً |
| Bazen kaderimizi bizi gitmek istemediğimiz yönlere savuruyor ve bunun için Yapabileceğimiz hiçbir şey olmuyor. | Open Subtitles | أحياناً قدرنا يقودنا إلى أماكن لا نريد الذهاب إليها لا شيء يمكننا فعله بشأن ذلك |
| Tamam, peki, sanırım kırılmış, o zaman bunun için Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أعتقد أنه مكسور و لا يوجد شيء يمكننا فعله حيال الأمر |
| Ailelerimizi korumak için yapılacak çok şey var ama buradan hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | هناك أشياء محدودة بوسعنا فعلها لحماية ابنتينا ولا يوجد شيء يمكننا فعله من هنا |
| Açıkçası, bu konuda yapılacak bir şey yok ve beklenmedik zamanlarda daha sık gerçekleşebilir. | Open Subtitles | إحتمال كبير, لا شيء يمكننا فعله بشأن هذا لأنه ربما قد يحدث الكثير و بطريقة ممكنة و بعشوائية |