| Neden inanmadığın bir şeyi inşa etmeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تبني شيئاً أنت لا تؤمن به داخل نفسك؟ |
| Bence bildiğinin farkında olmadığın bir şeyi biliyorsun ki bu da kendi satranç oyununu oynuyorsun anlamına geliyor Dedektif. | Open Subtitles | أترى، أعتقد أنّك تعرف شيئاً أنت لا تعلم أنّك تعرفه، |
| Sadece şu an bilmediğin bir şeyi öğreneceksin. | Open Subtitles | فقط عليك أن تعرفي شيئاً أنت لا تعرفينه الآن. |
| Eğer kendi içine bir bakarsan, iyi olduğun bir şeyler bulursun elbet. | Open Subtitles | لو نظرت في داخلك ستجد شيئاً أنت بارع فيه |
| Bize söylemediğin bir şeyler var biliyorum ve evde polis olmamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أعرف بأن هناك شيئاً أنت تخفيه عنا وأنا أحاول الا أكون شرطية في المنزل |
| Gerard, bunu sen yaptın. Bir şey buldun. İyi gidiyorsun. | Open Subtitles | أنت وجدتها لقد وجدت شيئاً أنت تبلي حسناً |
| Hayır, bilmiyorum. Bilmediğin bir şeyi bilmiyorum. | Open Subtitles | لا ، لا أعلم شيئاً أنت لا تعلمه |
| - Ona vermediğin bir şeyi istiyor. | Open Subtitles | -بل تريد شيئاً أنت لا تمنحها إياه |
| Luise, sen de bir şeyler yemelisin. | Open Subtitles | إليز، يجب أن تأكلى شيئاً أنت أيضاً |
| Ilse, sen de bir şeyler yemelisin. | Open Subtitles | إليز، يجب أن تأكلى شيئاً أنت أيضاً |
| Hadi, bir şeyler ye. | Open Subtitles | تعال، تناول شيئاً أنت أيضاً |
| Sen de bir şeyler yap. | Open Subtitles | افعل شيئاً أنت أيضاً! |
| Sana bir şey anlatmak zorunda değilim. Seninle anlaşmıştık. Soru sormak yok. | Open Subtitles | لا أحتاج أن أقول لك شيئاً أنت وافقت على القيام بهذا ، بدون طرح أسئلة |
| Hiçbir şey bilmiyorsun. Beni hiç tanımıyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعرف شيئاً أنت لا تعرفني على الإطلاق |
| Bu konuda ne sen ne de FBI bir şey yapamazsınız. | Open Subtitles | لا يوجد شيئاً أنت أو المباحث الفيدرالية تستطيعون فعله لهذا |