| Standart tayının arasında gizli tek bir kasa puro, biftek ve çikolata var. | Open Subtitles | مخبأة في القرائات القياسية هناك سحنة من السيجار الفاخر لحوم ، و شيكولاته |
| Bugün işe gittim bana kalp şeklinde bir kutu çikolata göndermiş. | Open Subtitles | لقد كان هذا منذ فتره اليوم عندما ذهبت للعمل أرسل ألى شيكولاته فى صندوق على شكل قلب أليست هذه قصه جيده؟ |
| Ama kremanın mümkün olduğunca çikolata tadında olması için uğraştım... | Open Subtitles | ولكنى حاولت أن... أذهب للثلاجة كمتذوقة شيكولاته ، قدر إستطاعتي |
| Altta çikolatalı,üstte naneli. | Open Subtitles | اذا شيكولاته في القاع ونعناع مضاعف في الأعلى |
| Sağlık Bakanlığından gelen adam fırında fare pisliği gördüğünü söyledi ben de ona, "hayır, onlar damla çikolata," dedim. | Open Subtitles | حسنا لقد جاء رجل من منظمة الصحه وقال انه وجد بقايا فأر فى الأكل لكننى اقول لا انها فتات شيكولاته |
| Sağlık Bakanlığından gelen adam fırında fare pisliği gördüğünü söyledi ben de ona, "hayır, onlar damla çikolata," dedim. | Open Subtitles | حسنا لقد جاء رجل من منظمة الصحه وقال انه وجد بقايا فأر فى الأكل لكننى اقول لا انها فتات شيكولاته |
| Bütün yol boyunca şöyle sıcak bir çikolata içme fırsatım olmadı. | Open Subtitles | على الطريق لم يكن لدينا وقت لشراب شيكولاته ساخن |
| Bir parça çikolata. Nerede bulacağımı da biliyorum. | Open Subtitles | اُريد قطعة شيكولاته اُخرى و أعرف أين أجدها |
| Sade çikolata, sütlü çikolata kremalı, karamelli ya da fındıklı? | Open Subtitles | شيكولاته غامقه ؟ شيكولاته بالحليب ؟ بالكريمه ؟ |
| Sıcak çikolata yapmıştım, ister misin? | Open Subtitles | أعددت شيكولاته ساخنة للأطفال أتودّ بعضاً منها؟ هذا يبدو رائعاً |
| Dünyayı kurtaracaksın ama kendine bir çikolata bile alamıyorsun. | Open Subtitles | معني بك إنقاذ العالم ولا يسعك أخذ حلوى شيكولاته |
| Özel çikolata istemiyorum. Onunkinden istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد شيكولاته خاصه، أريد ما حصل عليه. |
| Şu yeni çıkan çikolata telefonlarından olmalı herhalde." | TED | إنه واحد من هؤلاء شيكولاته التليفون المحمول الجديده " |
| Çocuk, Hershey çikolata ister misin? | Open Subtitles | يا افتي, أتريد لوح من شيكولاته الـ"هارشي"؟ |
| çikolata. İyi bir uyku için. | Open Subtitles | شيكولاته, تساعد على النوم بشكل جيد |
| Eğer çikolata, diş macunu, yumuşak tuvalet kağıdı gibi... hayatın küçük lüksleri lazım olursa... adamının adı Massive. | Open Subtitles | -إذا كنت تريد شيكولاته -معجون أسنان ورق حمام فاخر -الهايل فى خدمتك |
| Charles için yağsız beyaz çikolatalı macchiato. | Open Subtitles | لنذهب ، انصرف شيكولاته الماكياتو بالقشدة البيضاء لتشارلز |
| Ayrıca doğumgünü için, bademli çikolatalı bir pasta yapmayı çok istiyorum. | Open Subtitles | وأريدحقًاأن أصنعله.. كعكة شيكولاته باللوز رائعة لعيد ميلاده |
| Bir insanın en hızlı bir şekilde, yapabileceği süslü bir çikolatalı pasta yapmam lazım. | Open Subtitles | حسنًا،أناأحتاجلصُنع.. كعكة شيكولاته باللوز رائعة بأسرع ما يستطيع بشري صُنعها |
| Hey kocaağızlı, çocuğa bir Gofret ver. | Open Subtitles | يا ثرثار اعطي الفتي قطعة شيكولاته |
| Her yerde pahalı İsviçre çikolatası vardı. | Open Subtitles | كانت هناك فقط شيكولاته سويسريه غالية في كل مكان |