| Biliyorum ama Marian beni hafta sonu için Shelter Adası'ndaki evine davet etti. | Open Subtitles | أعلم ولكن ماريان دعتني إلى منزلها في "شيلتر آيلاند" نهاية الأسبوع |
| Dün akşam Shelter'da nasıl tıkandığını gördüm. | Open Subtitles | شاهدت عرضك الفاشل في (شيلتر) ليلة البارحة |
| Ama Shelter'daki atışmaları sunana kadar hiçbiri işe yaramadı. | Open Subtitles | لكن ولا واحد من هذه كان مناسبا لي حتى بدأت أقيم جولات التنافس في (شيلتر) |
| Jimmy'yi rap yaparken görmek için Shelter'daki atışmaya gel. | Open Subtitles | إن أردت حقا أن تري (جيمي) يغني فعليك حضور المواجهة التالية في (شيلتر) |
| Yemek kamyonundan Shelter'a Bak yumruklarımın tadına | Open Subtitles | "سأتركك ثملا من شاحنة الغداء إلى (شيلتر)" |
| Shelter Adası'nda olmasından, güneş batımına ailemizin eski yazlık evinden sahile doğru iniyoruz. | Open Subtitles | في جزيرة ( شيلتر ) ، عند الغروب نزولاً إلى الشاطئ من منزل عائلتنا الصيفي القديم |
| Ve böylece, düğünümüzden bir gün önce Stella ve ben Shelter Adası'na doğru yola çıktık. | Open Subtitles | وهكذا ، وفي اليوم الذي سبق يومَ الزفاف ( ارتحلتُ أنا و(ستيلا ) إلى جزيرة (شيلتر |
| Shelter'a bile götürmez beni bu hurda | Open Subtitles | "و لا توصلني هذه الخردة إلى (شيلتر)" |
| Yarın akşam Shelter'a gelmeyi unutma. | Open Subtitles | لا تنسى أن تأتي إلى (شيلتر) ليلة الغد |
| Seni bu akşam Shelter'da görmeyi umuyordum. | Open Subtitles | كنت آمل أن أراك في (شيلتر) الليلة |
| Shelter'dakiler Detroit'in sesini duyuracak. | Open Subtitles | نمثل عالم الراب، نحن في (شيلتر) |
| James Shelter yaptıkları satış. | Open Subtitles | " شارع " جيمس شيلتر |