| Hiç bir lif veya saç parçasını kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أُريدُ أثرَ أَنْ يَتغيّبَ عنه شَعر واحد أَو ليف واحد. |
| Bu yüzden saç veya lif delilleri hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | لذا شَعر وليف الدليل لَنْ أيّ شئ المتوسط. |
| Sana saat alabilmek için ek işe girdi ve saç yıkıyor. | Open Subtitles | الغسيل الذي شَعر السّيدةِ لومبكين القديمةِ فقط لذا هي يُمْكِنُ أَنْ تَعطيك Cartier. |
| Yani, çok... - ...çekici ve kızıl saçlı olsa? | Open Subtitles | أَعْني، إذا هو هَلْ كَانَ عِنْدَهُ شَعر أحمر جذّاب جداً؟ |
| İri erkek, şişman, kır saçlı, yüzünde doğum lekesi var. | Open Subtitles | رجل كبير، شَعر رمادي، سمين، وشم على وجهِه. |
| Angela, kurbanın saçı yüzünden Asyalı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أنجيلا قالت بأن شَعر الضحيّةَ مرشح لأن يكون آسيويا |
| Gözlük, dağınık saçlar, hırka... | Open Subtitles | أعرف. زجاج متطاير, شَعر متناثر, |
| Ama sinsi gülüşleri, top sakalı bağrı açık gömleği, kız gibi saçları da var. | Open Subtitles | لكن هناك ايضاً الضحكة الساخرة و اللحية القميص المفتوح , شَعر الفتيات ؟ |
| Daha dün, saç kesiyordu. | Open Subtitles | فقط قبل فترة قليلة، هو كَانَ cuttin ' شَعر. |
| - saç önemlidir. | Open Subtitles | بالطبع، القارب Jensen أصبحَ أنجزتْ الحالةُ في 5 ' 2 ". أوه، شَعر مهمُ. |
| Evet, arayacağız şey, Cindy Warner'a çarpan aracın bu olduğunu kanıtlayabileceğimiz herhangi bir iplik parçası, kan, saç gibisinden şeylerdir, anladınız mı? | Open Subtitles | الموافقة، أنت رجال يَبْحثونَ عن الأليافِ الدمّ، شَعر - أيّ نقل الذي يُؤكّدُ |
| Hayır. Herb hep çek kullanırdı. 2 dolarlık saç kesimi için bile. | Open Subtitles | كلّا, (هيرب) كان يدفع كُل شىء بالشيكات, حتّى قَصّة شَعر بدولارين. |
| - saç sadece adamımıza değil, herhangi birisine ait olabilir. | Open Subtitles | - شَعر إنسانيُ. لا يَعُودُ إلى رجلِنا |
| Yani saç, vücut ve araba. | Open Subtitles | لذا شَعر وجسم وسيارة. |
| O zaman 8 dişi olan bir çocukla boyalı saçlı bir erkek arasında seçmek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | الذي إختيار في التواريخِ بين a رجل بثمانية أسنانِ وa رجل لمن شَعر مَصْبُوغُ على؟ |
| 30 yaşlarında, düzgün görünümlü, kumral saçlı şahsın siyah bir arazi aracıyla alelacele uzaklaştığını söylemiş. | Open Subtitles | كa أبيض محدود الذكر، ثلاثينات، شَعر رملي. يَقُولُ هو مزّقَ مِنْ في a إس يو في أسود. ذلك يَبْدو الكثير مثل جريج. |
| Erkek kurban siyah saçlı... | Open Subtitles | شَعر الضحيّةِ الذكرِ أسودُ. |
| Biraz daha azı olsa yumuşak ve yaş olacaklar, bir bayanın yağmurdaki saçı gibi. | Open Subtitles | وأقل من ذلك سيترهلون ويرطبون مثل شَعر سيدةِ تحت المطرِ. |
| Bize işleri nasıl yürüteceğimizi söylüyor, ama saçı bile yok. | Open Subtitles | يخبرنا كيف ندير الأمور، ليس لديه شَعر |
| Kesik saçlar, erkek çocuk kıyafeti. | Open Subtitles | شَعر قطعِ... ملابس الأولادِ... |
| Uzun siyah saçları ve boynunda dövmesi vardı. | Open Subtitles | لديه... شَعر أسود داكن، وشم كبير على رقبتِه. |
| Burada kıl yok, tamam mı? | Open Subtitles | لا يوجد شَعر أسفل إبطي ، حسناً؟ |
| Amerika'da siyahi Saçını düşününce polislik olmuş bir şey aklıma geliyor. | TED | عندما أفكر في شَعر السود في أمريكا، يتبادر لذهني شيء خضع للرقابة. |