| Ayrıca ortalıkta vampir Avcıları dolaşıyorken ana üslerinin dibinde yalnız yaşamak da pek iyi bir fikir değil diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أيضًا كنت أفكّر إن كان هناك صائدو مصاص دماء طلقاء يعيشون بمفردهم لدى بيوتهم، فعلى الأرجح مغادرتي ليست فكرة صائبة. |
| Canavar Avcıları. Sizi "Good Morning, America" programında görmüştüm. | Open Subtitles | صائدو الوحوش.لقد شاهدتكم على برنامج صباح الخير اميركا. |
| Ama, ödül Avcıları çalıştırdığımı ve avcılarımın bu hırsızların izini bulacağını bilmelisiniz efendim. | Open Subtitles | لكن يجب أن تعرف يا سيدي أنني أوظف صائدي جوائز و صائدو جوائزي يمكنهم إيجاد وسيجدوا هؤلاء اللصوص |
| Cadı Avcısı saldırısı boş bir evde seninle biraz vakit geçirmem için iyi bir bahane oldu. | Open Subtitles | هجوم صائدو السحرة هو عُذر جيد لي لأقضي بعض الوقت معكي فى بيت خالي. |
| Hayalet Avcısı olduğumuzu söylüyoruz, biliyorum ama böyle şeylere gerçekten denk gelmeyi beklemiyor insan. | Open Subtitles | أعلم بأننا نقول بأننا صائدو أشباح، لكن لا تتصور حقا بأنك ستصادف مثل هذه الأشياء. |
| Bir cadının güçlerini engellemek için cadı avcılarının kullandığı bir şeye benziyor. | Open Subtitles | هذا النوع يستخدمه صائدو السحرة ليوقفوا قوة السحرة. |
| O zaman ona her kim ihanet ettiyse şu an da cadı avcılarıyla çalışıyor olabilir diyor. | Open Subtitles | يظن أنه مهماً كان من يخنهُ وقتها يعمل لدي صائدو السحرة الآن. |
| Cadı Avcıları mecbur olmadıkları sürece öldürmek istemiyorlar. | Open Subtitles | صائدو السحرة لن يقتلوا إذا لم يكن عليهم ذلك |
| Cadı Avcıları cadıları harekete geçirmenin hep en iyi yolu olmuştur. | Open Subtitles | صائدو السحرة دائمًا كانو أفضل وسيلة لحشد السحرة. |
| Gezegen Avcıları uzayın derinliklerinde parlayan yıldızlara bakarken yaptıkları bir değişiklikle inanılmaz bir keşif yaptılar. | Open Subtitles | لكن عندما انتقل صائدو الكواكب من التحليق في النجوم إلى التحليق في أغوار الفضاء قاموا باكتشافٍ مذهل |
| Cadı Avcıları yakınımızdaydı, onların pis kokularını alabiliyordum. | Open Subtitles | صائدو الساحرات قريبون أستطيع أنْ أشمّ رائحتهم الكريهة |
| Ödül Avcıları tüm şehirde zencileri kapıp Güney'e sürüklüyorlar. | Open Subtitles | صائدو الجوائز سيكونوا في جميع أنحاء المدينة يخطفون الزنوج |
| Gölge Avcıları'na iblislerle dövüşme gücü veriyor. | Open Subtitles | أنها تعطي صائدو الظلال قوى الشياطين للقتال |
| Gölge Avcıları gibi insanları korumak istediğini sanmıştık. | Open Subtitles | اعتقدنا انه يريد حماية البشر، مثل كل صائدو الظلال |
| Gölge Avcıları'na iblislerle dövüşme gücü veriyor. | Open Subtitles | أنها تعطي صائدو الظلال قوى الشياطين للقتال |
| Birçok Gölge Avcısı öldürüldü. | Open Subtitles | وهناك الكثير من صائدو الظلال قد قتلو بما في ذلك والدي |
| Gölge Avcısı olduğunu bile bilmeyen kızın dediğine bakın. | Open Subtitles | هذا ياتي من الفتاه التي لم تعرف أنها كانت من صائدو الظلال؟ |
| Sonra peşine düşüp o bizi öldürmeden tarihin en tehlikeli Alçak Gölge Avcısı'nı öldürmeliyiz. | Open Subtitles | وتعقب للاسفل وقتل المارق الأخطر في تاريخ صائدو الظلال قبل أن يقتلنا جميعا |
| Ben sadece cadı avcılarının bana söylediklerini yapıyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ افعل ما امرني صائدو السحرة أن افعلهُ |
| Neden benim babamın cadı avcılarıyla bir çalışıyor olması gerektiğine inanmak senin için çok kolay peki? | Open Subtitles | لماذا من السهل عليكِ تصديق أن أبي يعمل مع صائدو السحرة؟ |
| Eğer kafatasını cadı avcılarını öldürmek için kullanmıyorsan, ne için kullanıyorsun? | Open Subtitles | لو أنّك لا تستخدم الجمجمة لقتل صائدو السحرة، فلما تستخدمها؟ |
| Onu cadı avcılarına karşı kullanırken gördüm. Bu şekilde kaçtı. | Open Subtitles | رأيتهُ يستخدمها ضد صائدو السحرة ، هكذا تمكن من الهرب. |
| Kesinlikle cadı avcılarıydı. | Open Subtitles | لا شكَ أنهم كانوا صائدو السحرة |